5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2014
Okunma

Kınalar yakılırdı ellere
Aşıklar sazlarıyla sevda türküleri söylerdi
Suna Gelin telli duvaklı gelin olurdu
Söylesene anne
Bayramlarda
Benim şeker toplayan çocukluğum nerde
Yırtık ceketimin cebinde unuttuğum gençliğim
Demiryollarında ıslandığım arkadaşlarım
Nar bahçelerinde kuşları kovaladığımız günler
Yaz aylarında
Damda yıldızları saydığımız geceler
Söylesene anne
Ocaklarından duman tüten
Köyüm nerede
Şimdi koca bir şehrin arına düşmüşüm
Ucuz şiirler yazıyorum tenhasında
Beyaz bır sayfa açtım kendime
Oysa ki
Şehitlere yakılan ağıtlarım vardı
Toroslar’da kar eridi mi anne
Al Fadime çeşme başına indi mi
Yoksa güllere baykuşlar mı öter oldu
Bilir misin anne
Dizimdeki bıçak yarasını
Kanayıp duran gönül yaramı
Kitaplarımın arasında resmini sakladığım kızı
Necıp Fazıl’ı yalnız bırakan Kaldırımlar’ı
Bilirsin biliyorum
Bizleri doyurup aç yattığını
Unutmadım
Unutmadım anne
Şimdi umutlu şiirler yazamıyorum
Aşık olamıyorum mesela
Bir yanım hep hüzün
Gözlerimi tavana çakıp uyuyamıyorum
Belki bir gün ağaçlar meyvaya durduğunda
Gökçedağı’nda keklikler palazlandığında
Amik Ovasında ekinler biçildiğinde
Sürüler yaylaya çıktığında gelirim
Gelirim anne
Sen Şark’tan güneş topla benim için
Ben batan güneşe gülümserim senin için
Soylesene anne artık susmalı mıyım
Yoksa ben
’Babamın öldüğü yaşta’ mıyım
Bedirhan Keklikci
Açıklama:"PALAZ"kelimesi G.Antep ve çevre illlerde kullanılan yöresel bir ifaded,r..Kekliğin uçmaya hazır durumu için kullanılır genelde ...
5.0
100% (8)