1
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1853
Okunma

ey dağlarından Akdeniz’e mutluluk düşüren şehir
dikilip tophanenin burnuna
oradan bakın Akdeniz’e
korkmayın kirpiklerinizde dolaşsın martılar
açın yüreğinizi
nefes nefes yaşamak dökülsün içinize
siz dinleyin
gözleriniz anlatsın Antalya’yı
kaldırın başınızı
bırakın sizi gururla selamlasın
başına poşu dolamış Beydağları
gülümseyin
gülümsemenizi şerefe kaldırsın yüzünüz
gözlerinizden dökülen sevgi ile beslensin
bu şehrin mülteci kumruları
yürüyerek inin Kaleiçi’ne
bakışlarınızla koklayın
cumbalara uzanan turunçları erguvanları
siz baktıkça eski Antalya evlerine
avuç avuç tarih dökülsün saçaklarından
sur nöbetçileri top atışları ile selamlasın balıkçıları
sığınırken limana köhne bir gemi
bu şehre diş bilesin
ağzı iyot kokan korsan mağaraları
Kırkmerdivenler’i çıktıkça yukarı
yorgunluğunuzu emsin Kaleiçi’nin dar sokakları
dokunun Akdeniz’in ışıldayan yakamozlarına
bırakın turkuaz renkli bir kelebek çizsin kalbiniz
kıskanıp öfkesini kuşansın rüzgar
barikatları aşıp
Konyaltı’nı bassın militan dalgalar
Lara Düden’i takarken gerdanına
yıldızlar gıpta ile seyretsin bu şehrin zarafetini
uzaktan bir armonika sesi duyulsun
deniz kırlangıçları dalgalarla dansa dursun
sormayın neden diye
susun…
haydi susun
türküler nöbet tutsun sokaklarda
dursun zaman
Pamfilya’nın gözleri anlatsın Antalya’yı
bir telve kokusu kalsın dudaklarımızda
07/04/13-Antalya
Sıtkı Özkaya