4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
3471
Okunma

Ve ben uzaktan çekerim iliklerime İstanbul’u
Kasıp kavurur boğazın o serinleten tutkusu
Ben hep kavruk ben hep yangın yeri
Mayalanır bakışlarım da Kızkulesi
Karaköy sevdası kaplar öteki yakayı
Ah İstanbul hayalin düştü mü aklıma
Mevsim hep bahar
Oysa ki kış delişmen bir y/ar bana
Biz hiç seninle Pierre lottide bir bardak çay yanında sigara
Demlenip bakışmadık Haliç’e
Tutkulu sözler biriktirip şiir diye karalamadık
Bakışımız mavileştikçe boğazda
Kıyısız bir sabah ve vapur hareket ediyor
Bilmiyorum hangi kıyıda bıraktım o kara gözlerini
Bilmiyorum hangi semtte yürüyor yorgun yüreğin
Şimdi öyle sanıyorum ki katran karası bir his çökmüş yürek,
Efsunlu bir yar diliyor baktıkça İstanbul’a
Ve İstanbul coşuyor mavi yeşil şarkıları
Kim bilir hangi deniz sefasında
Bir Orhan Veli şiiri besteleniyor içimde
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı
Zavallı gözlerim hiç uyanma bu derin uykudan
İstanbul vurgunu gözlerinde tutulur, maviyle yeşile
Şarkılara benzemez seyrettiğin hayal
Bir hayalin yaşanır mı ilelebet gölgesinde
İstanbul edalı güzel ben tutkunum senin bağrında
İki yakası gümüş işli kemerle süslü salınan gelin edalı duruşuna
Hayal bile olsa geziyorum adım adım sokaklarını
El ele tutuşmuş iki sevdalı aşık misali
Denizi seyrediyorum aşiyandan
Eminönü geliyor aklıma
Gülhane’ye uğruyor yolumuz güller dikiyoruz
Gönül sarayımıza
Ve sonra veda sirenleri çalıyor
Soluyor güller laleler İstanbul’da mevsim ayrılık
İstanbul’da mevsim hep sonbahar
5.0
100% (6)