14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1771
Okunma

Sisler içinde beyaz düşlerdi bekleyen
gidişine savrulan üzgülü ömür
kırgın rüzgâr
geri gel…
saçı matemli kadın
kaç kuşkanadı çırpınır omuzlarında özlem
ıssızlığını sarar gökyüzü
gözleri ağrısız gece yanığı
sis basar, is kokar kaçamazsın
elinde bir kolye
yarısı sana yarısı ona açılan figürler
sus konuşma incinirsin iyisi mi?
…
Kasvet kol geziyor buralarda…
eski demir kapıda kaldı son veda
deniz kendinde yıkanırken bir sabah
bende kaldı yüzün
beklenen sahilde martı uykusu
düş kırıntısı taşırken…
ahşap iskelede hüznün nefesi
rutubeti belki bundan
boş sandalye suskun mu suskun
bir uçumluk tül uçuşu gidişti
eskiyen iskelede bekler kuşatmalı sancılar
bakışları ufuk çizgisi
gözleri dalga kalıntısı
bir aşkın parçalanmış kavgası
suskunluk en büyük savaşçı.
hani eski tekerlekler takılı ya kenarlarında
bekleyen limanda
kaç özlem kaç lodos gemisi vursa yamacıma
hissetmem…
sisler de dağılmaz
denizde uyumaz
bende yorulmam acımda…
Şimdi git rüzgâr ol, güneş getir gelirken…
Fotoğraf Oktay Bingöl