Issız karanlık örenlerin terkedilmişliğinde,
yarasa sesinden öte çıldırtan sus pus günlerine inat!!!
.
Dünya uyanıyor;
Kayalara bağırdığımız seslerin yankısı geliyor buluyor bizi,
Bugün gökkuşağının tonundan konuşasım var,
Yağmur kadar sağanak,
kar kadar şekilli,
Ayaz gecelere nazire,
.
Su sesleri korusu eşliğinde,
Kanyonlardan geçerken,
Bir bir hafızama kaydettiğim,
Mıh gibi yüreğime çaktığım,
İzlerin yolunu bulmak için,
Ya doğanın sesine,
Belkide bir Dervişin nefesine,
Ya da ruhumun refakatine ihtiyacım var!!!
.
Bin bir renk cümbüşü eşliğinde,
Kuş cıvıltıları orkestrası sesinde,
Şırıl şırıl akan su eşlik etsin yarenliğimize,
Gün olur heybemizden çıkartırız bir dost muhabbetinde,
Demlenen sohbete katık etmek için sevdalarımızı,
.
Gelmek istersen senide beklerim,
Hem gökkuşağının altından geçeriz belkide,
Mavi denizle,
Mavi gökyüzünün buluştuğu yere demirleriz belli mi olur!!!
’Hem ikiside maviyken,neden buluşmazlar ki...’
Ufuk çizgisi hep mavi,
Gökyüzü de maviyken,
Durma öyle sessiz sakin,
Koy yüreğinede sevgiyi,
Boyayalım Dünya’yı...

yunus ça./