32
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
2714
Okunma

tökezleyenin kölesi yapılan
onu ayağa kaldırmak için
dün şalvarı yırtılıp ağaca asılan
gitti kör namus diye kuyulara atlayan, atılan
sokaklarda sürüklenen
çırpınan kuşlar gibi
uçmaya çabalayan
kadınım
bebe pisliği ellerim yağmalanır
yevmiyem azdır işçiysem
yarı insanım ya yarımdır ücret
ekmek tutmasın diye ellerim
kırk yerinden boğarlar
okula gönderilmem erkek gibi
evdeki kardeşlerime bakarım
anam tarlada, bağda, bahçede
beşik sallarım
sırtımda taşırım
bütün bebelerin yükünü
kız doğurmuş beni anam
ağlarım
kimsenin görmediği yerlerde
ararım kendimi
bir kalem, kâğıt ararım
gizlenirim perde arkasına
sesler duyulur dışarlardan
bütün sesleri silerim
dünyam olur kâğıt kalem
eller, yüzler, ayaklar çizerim
biçimli, biçimsiz insanlar
güzel dişliler, dişsizler
en çokta güzel kadınlar çizerim
güzel bakarlar dünyaya
güzel görürler
sadece kanatları eksiktir
kuşlar gibi uçmaya
yemek yansın ocakta,dayağa razıyım
dalar giderim çizgiler arasına
başka biri olurum
kendi rolünü oynayan
hayat tiyatrosunda
elimin üstüne koyarım elimi
karanlık odalarda aydınlığı yazarım
bir sevgilidir güneş, sızar oradan
ya bulaşık yıkarken
ya ev süpürürken
türküsünü yakarım
kavak yelleri esip geçer benim de başımdan
çocuklaştırır aşk
sanki ellerimi çırparım onu görünce
düğün, bayram ederim
masmavi bir kuş solur göğsümde
zemheride gül açar
ona gülümserim
kadınım
eteğim tüm
yarısı değilim erkeğin
kaburgasından da yaratılmadım
aynı topraktan karıldık
biçimlendik
aynı anda döndük
birbirimize baktık
insandık!
30. 3. 2013 / Nazik Gülünay
Harika yorumuyla şiirime ses veren sevgili Nilgün Paksoy Karabiber’e
gönülden teşekkürler. Ayrıca bu konuda yardımcı olan Çetin Altungüneş’e de
çok çok teşekkürler..