...
Boş veer,
takma kafana, yağmur yağıyor nasılsa,
arkadaşların var seni merak eden,
köşeden geçerken selam verdiğinde bakkal amcaya;
karşılk bulur halin hatıra,
sonra her zaman ki duraktan binersin toplu taşımaya,
geldiğinde sevdiklerin hatıra,
belli mi olur rastlarsın belkide bir kaç tanıdığa
eskiden kalan yıllanmış hatıra..
.
Kimi zaman istemezsin gitmeyi,
istersinki yol tıkansın,
ya daldığın kitabın bir sahifesinde kalır aklın,
bazanda uçmak istersin kuşlara nazire
işin içinden çıkılmazdır kimi zaman,
çetrefelli sarpa sarmış yollar,
ama üzülme ki gülesin,
yağmura özenme,
her ne kadar gökkuşağı çıksada,koksada toprak,
bırakma tut göz yaşlarını,
damlatma yere,toprak koksun etraf,
göz yaşına karşılık bulmayacak...
.
Yağmur güzeldir düştüğünde yere,
hatta düşmeden önce süzüle süzüle...
dinle sesini,duy nefesini,
hani bilirsin ya her yağmur yağdığında uyumak isterim,
birde kışsa aylardan şubat,
sıcacık kuzine başı,yada kuş tüyü yatak,
akmıyorsa çatın,
karnında toksa,kapandığında gözün...
belkide sıraya dizilir sevdiklerin girmek için ruyana,
insanın mutlu olması kadar, mutlu etmeside güzel,
sadece istedikleriniz değil,
bazan istemediklerinizde sizi mutlu eder...
.
Düşen her yağmur damlası bir umuttur toprağa.
damladıkça doyar ya çatlayan yerküre,
öyle bir yağsın ki kırk yıl dinmesin,
o kadar çok kirlendik ki herkes temizlensin...
belki anlarız birbirimizide,
çıkan gökkuşağına zehirli küfürler sallamaktansa ;
tek tek değil altından hep beraber geçeriz,
ayrı ayrı olmaz gülüşümüz,hepten güleriz...
.

yunus ça./