22
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
3025
Okunma
Ay yansın şimdi
Güneş tutulsun
Farıdı ya bu gönül
Her gün artar âh-u efkârım
Denizin tuzunu artırır gözyaşlarım
Sensizliğimdendir şiirlerimin kahverengiliği
Ellerin Eylül artık gözlerin Kasım
Geceler yetişmezken sabaha
Sabahlarım erken uyanır acılara
...............................................
Bildiğim tek şey
Aşksız bir kapının arkasındayım
Maviye boyadığım çığlıklarımı yolluyorum sana
Her martının kanadında
Oysa aşka yalan diyen sefil yüreğine
Yazmak isterdim uzunca ve de kırgın bir mektup
Ama bazen susmak o kadar çok şey anlatır ki
.....................................................
Uykunun kefaletini ödetirken geceye
Usulca uyuyacağım bu gece de
Sensizliğimi kendimden saklayıp
Yazayım diyorum doğrusunu şiirlerimde
Bilsin istiyorum herkes
Kalbim kime nöbette diye
Erteliyorum her defasında
Kalbimin yapışan köşeleri ayrılmasın diye
Yine garip bir melodi var dilimde
Yoruldum gereksiz aşk savaşlarından
Sokuldu gözlerime her defasında
Sevda hançeri
Şerefsiz bir ayrılığın sessizliğinde
Gözlerim sözlerim nicedir sana küss..
Hâlâ senken son istediğim
Kapısındayım yine
Mezar ettiğin yüreğinin
Gökten yıldızları toplayarak
Yürüyorum s(o)ana doğru hüzne batık kentimde
Ağzıma kilit vururken gece
Yırt diyorum yırt
Güneşin alnından bu kâbusu
Huzuru özlerken yorgun yüreğim
Anladım ki martılar
Sevgililerin gittiği yerde
Ve aşkın bittiği yerde ağlarmış
Ruhumu merhametine terk ettiğim
Gel de dayansın kapıma ölüm
İyice koyulaşırken uykum,
Ayaklanıyor bende gece
Gel diyorum gel
Düşmeden hükümsüz yapraklar
Gel diyorum gel
Ortasındayım ölümün
Gel de durdur bu ağır çalışan saatin tık takını
Gel de iki göz gibi alımlı olsun ölümüm
Gel yapışmadan çeneme o türkü
Gel Allah’ın belası gel
Özledim ateşi özler gibi
5.0
100% (27)