4
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2738
Okunma

sustum,zira
anlamı-
lügatlerde ’cüret’le bir anılan aşkı
-yordum
gece
saat tam üçü beş geçe
bir çiçeği
henüz sulamanın verdiği bir keyif
vardı üstümde
hazırlıksız
yakalandım işte aniden
zaten hep
böyle zamanlarda gelir insanın aklına
ölüm denilen…
ve hep böyle zamanlarda
gelir,çöreklenir mekânına gözyaşı
sesinde her dem bir sultan edası
gün, içinde saklar simsiyah bir geceyi
gecenin rahminde saklıdır oysa ölü yıldızlar
sevdalı bir kurşun sesinden feyiz alır
bu su döngüsü
yalnız gözyaşı karşı durur yerçekimine
yürekte başlar yolculuğu
göğe yükselir gibi
yükselir ansızın gözlere
tamamlar kavisini kirpiklere ulaşıp
ve yeniden düşer toprağına
köz köz olur yüreğin üstü
yalnız yüreğine gözyaşı damlayanlarda açık olur
kalp gözü
anlamak…biraz da vakıf olmak
çekmeden gün ışığını henüz ciğerlerime
bir tütün kokusunda duymak nefesini
mahşerin ateşinden ürkerek
adını sırlamak melal denizlerine sinmiş
sisli düşlere
bir köşeye çekilip
beklemek ölümü ölesiye
güller açmadan gittiğine sevinmelisin
güneşin aydınlattığı yüzümü hiç görmedin zaten
nasıl doğar bilmezsin çölde güneş
nasıl yanar bilmezsin iştiyak içinde bu ten
bilmezsin bir aşığın mahzeni nerdedir
nedir umudun rengi
kafeste bir kuş beslemediysen
yelkenlerini indirdim gemilerimin
sahipsiz yol alıyorum acıların derinlerine asude
kum fırtınalarına göğüs geriyorum
aldırmadan deniz fenerlerine
siyah gölgeler aşıyor benden evvel dalgaları
yakıyor
muhayyel bir asumanı
avuçlarımda ateş
ne bir dervişim ben şimdi
ne de bir aşk dervişe eş
ayrılık denilen nedir
değil mi ki ederi
bir demir asa bir demir çarık
kim bulmuş zaten bu dünyada cenneti
aşk adına söylenen her kelâm tuzludur biraz
zira gözyaşıyla ödenmiştir bedeli
/ mai /