30
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
2422
Okunma

-I-
İğnenin yıldızından akıp gitti
Göz göre göre kayan ip gibi ömrüm
*
Unutulmaz bir kitabın en son baskısı gibi
Y o k s a t t ı kapış kapış dolanıp dilden dile
Dedikodu öyküsü biçiminde
Neden sonra anladım
Bu işten azade olsam masum sayılır mıydım
Düşündüm bilemedim
O anlarda kırık pencereden esen yelle birlikte
Usulca akıp gitti hayallerim,
Tutamadım
Parmak aralarımı sarartan sigara dumanıyla
Sarıya boyanmış gibi hazan yaprakları
Ha düştü, ha düşecek tepetaklak zavallı ömrüm
Tırnakları yerinden sökülürcesine tutunduğu daldan
Rüzgârda sallanan
Eskimiş ahşap kapımın önünde kocamış koca ağacın
Çıplak dallarına üşümüş ürkek
Bir kuş gibi konmuş bakışlarım yorgundu
Ve ikindi güneşi gözlerime saplanıyordu
Karşı komşunun penceresinden
Yansırken ateş mızrakları gibi
-II-
Harfleri d e d e t e l e n m i ş bir öykü var içinde ben
Başım dönüyor, zehir kusuyorum
Gırtlak boğumlarım eğelenip düzlenmiş
Sözler hesapsızca dökülüyor dilimden
Letafet
Ki d/üşüyor
Uçmuş gece karanlığında duygular
Gecekuşu cismine bürünmüş, kap/kara
Gözlerime düşüyor
Firarı verilmiş mahkûm misali ardına bakmadan toz olmuş
Bu hale sebep olan
-III-
Bunca uğraş nasıl bir algıdır ki
Boşlukta hiç olmaya azmetmiş zihinlerce
Ve karanlığa meyilli karanlık binlerce
Kel
Kör
Topal
Sağır-
-lığı neyse, ama dili-
Lâl
Çal be hey insanoğlu çal
Haksızın borusunu üfleyip alçal
Düzensiz
Ensiz
Tiz
Ve sessiz
Ve nefessiz
Tek başına kal
H o ş ç a k a l
(02.02.2012 / Elazığ)
Güneri Yıldız
5.0
100% (27)