Ateş seyirli acılı günlerin bitiminde
Ateist bir aşkın içindeydik
Bir o kadar da faşist
Ne de olsa yürekten protesto ediyorduk
Yalnızlığı dost edinmiş iki hücrede


Bitmez tükenmez çabaların sonunda
Bir tek sloganla baş kaldırıyorduk
Dikti başımız
Ellerimiz kelepçeli
Yolumuz aynıydı,
Sapmadık zerre başka bir düşe


---


Dağılmış bir umudun bekçisinde
Ekmeğimizi bölecek gücümüz vardı
Bir de…
Sobayı yakarkenki o yasak gazete küpürleri
Kapının her çalınışı, yasaklıların hışımıydı
Dönemin sorgulamalarında suçtu aşkı yaşamak
Ülkem ya…
Bir aşksın sen işte Ankara


---


Felaketimin ilk savaş narasında
Korkularımla yüzleştim
İşçi tulumu giymiş karşımdaydı
Yüreğini istedim, hoyratça
Kapitalist bir hayatın içinde.
Tedirginleşip biraz, daha çok gizli gizli
Bu kez önüme serdi
Müebbet yemiş acılarını


---


Kumar masasında unutmuştu çocukluğunu
İnzivasındaki günlerini seriyordu avuçlarımın içine
Ellerimin çizgilerini okşadı
Bilinmez bir acı sızdı parmaklarımın arasından
Bir adabı vardı nefesinin


Yasak akşamın sokağındaki sessizlik gibiydi
Dokunuşlarına hapsoluyordum
Gözlerinde atıyordu kalbi
Sesi yankılanıyordu yüreğimin soluk aralarında
Darağacına giden komutanın
Postalında saklı kaldı mektubumuz



---


Bir dilek hakkım vardı sadece
Aşklar ölmesin, asılmasın ayrılıklara diye
Fısıldadım cellâdıma
İdamı olmaz bir gözyaşının


Evet…
Gitme!
Demenin bir siyaseti olamazdı
Yıllandıkça geçen günlere inat
Sol görüşüydü yine de bu aşkın
Sol tarafımı, sağ tutan oydu



*



Gökçe Üstündağ / Saklı Düşler
Şubat 2013