serin bir nefes sonrasına bıraktım son sigarayı
Endülüste raks çalıyordu plakta
dibinde bir adam
kodes derinliğinde tamamlıyor zamanını



şartlı tahliye muslukları izinsiz açılmış
problemleri çözmeye çalışıyordu
içleri bağrış bağrış çocuklar
babaları olmasa da göbek adları barış!




hep şâkilerin başrol oynadığı filmelerden hatırlarız
hep etkilidir hani altı numara Errol Flyn bakışı
uyarmak âdettir hani vurmadan önce
patlatarak yüzde bir akneyi
yok ekmek yasaktır
önce okşamak sevmek gerekir
ve cevap vermezse bu iyiliğe kendi bilir




kazancının bedeli hayat olan tüm kazançlar sahtedir dedi adam
ve ekledi
tüm zaman kayıpları gelecekten düşülür
şimdi düşün
ilerlemek; eskittiğin yok ettiğin adamlara verilecek paye ise
o ağzındaki kızılderili çubuğu!
nedir bundan kazandığın
hani bir yahudi sağlaması vardır ticarette
zarar ikiyle çarpılır
biri kaybettiğin biri de kazanacağın!
âdettir cevabını bildiğin soru sorduğunda hep durulur
. . .
şimdi kaç kefeni boşaltmak gerekir
bu saçmalamayı-suçlamayı ayağa kaldırmak
hayata döndürmek için
kaç çocuğa baba bulunur!


tüm bahçede kardeşken çiçekler
bir saksıda ise gürültü
bunu görmemek mi akıllılık
yoksa başka bahçıvanlara inanmak mı aptallık
işte korkudan tırnağı makasa dost eden o felsefenin adıdır kahramanlık
bir mahalli yakmasa da işgüzarlık
yüzde bir akneye bir tabur açılım
-özür bir habur-
nasıl unuttuk değil mi nasıl yuttuk pehlivan
ne kolay değil mi

şimdi janjanlı folyoya ambalajlı bir elma şekerine
babasını-kardeşini vuranları kucaklayanları unutsun
hadi ordan
yüzde bir ihtimalin adı o puştluk
biz zaten biriz yıllardır, iç içe kardeşiz


biz asırlardır tüm parayız
gerisini piç kuruşluklar düşünsün!





ToprağınSesi




.