dilsiz yaralarımızla helalleşelim bugün
sevenler katına diz kırmışlığımızın
ve umuda yüz sürmüşlüğümüzün hatrına
olamayanların hüznünü katıp önümüze yürüyelim el ele.


iyileşememişliğimizin kahrına saplanan ruhumuzu kurtaracak elden yoksun
bedelsiz anılar biriktirmişliğimizin gururuyla
çaresizliğimizi görmezden gelip
dermansız dertlerimize yabancı bir edayla yürüyelim.


toprağa karışmış bedenlerin de var mıdır eremeyip sakladığı huzura?
taşın soğuk olduğu yalandır belki içimize işleyen kış kadar
geleceğe kar yağdıran bu talih başkasınındır ya da
kabusların kapısı rüyaya açılır er geç uyanmadan.


de bana!
bu talih
bu ayrılık yalan
daha başındayız yolun
ufkumuz değil kar, değil boran
toprağa sürgün hayallerimizin yeşereceği yer dünya.


de bana!
özlem, demlikteki çayın buğusu
yüreğimiz o porselen
soğur soğumaz geleceğim yanına.


der misin yarim
söz verir misin bu yalan mutlu sona?








www.youtube.com/watch?v=x1WeriRttk4