bak bu annenden sakladığım hırka
kokun duruyor hâlâ üzerinde
kat kat naylonlara sarılı
sırtında da kocaman maşallahı
biliyorum yumuk gözlerin annenden kopye
eminim o gibi ne giysen çok yakışırdı




şimdi afili kelimeler arıyor baban
saçlarını taramak yerine
ateşi sönsün diye
gece yarısı ağladığını duyuyor annen!
bir koşu üzerini örtüp geliyor
görmezden geliyorum
arada parmağını emiyor zavallı
biberonla yattığı bile oluyor
çok görmüyorum
et tırnaktan fazla acır diye



deliler koğuşuna döndü ev
tüm duvarlar sanki çığlık çığlığa ağlıyor
hâlbuki düzenli bir sessizlik hâkim
ki bu öldürüyor adamı
ıslanıyor kelimeler genze gelmeden
uzun cümleler boğmaca



çabalıyorum anneni tek başına tutmaya!
tiz sesler soluk taşıyor
kalabalık çocuk sesleri sıtma
bazen tekmeyle ağlatıyorum bebeklerini
arada yoluyorum senin yerine saçlarını
kalabalık tenhalık neden ağlatır adamı
yeter ki boş yakalamayayım
girip çıkıp ben dağıtıyorum odanı





işte yavrucak
bugün üç yaşındasın
yaş günü yapmıyoruz gene, günah
biliyoruz, imtihandayız
birileri diyor inanıyoruz
az kaldı atlatacağız
mumların mimozalara dayanak şimdi
terbezleri kötürüm
yanaklar pastırma yazı gibi
bitti bitecek
kura çekiyoruz kim kimi teselli edecek diye
bıraksam aneni
saksıları bezleyecek nerdeyse!




upuzun olurdu şimdi saçların minik serçe
yanak yanağa uyurduk belki sabaha dek
bitirirdim kokularını okşayarak
kıyar mıydım sakallarım batar diye
bilmem daha önce söyledim mi
borçlusun ufaklık bana

’sakın geç kalma erken gel’
’sil o ojeleri çabuk’
’ ne sinemasıymış bu saatte’

hiç uyanmadın değil mi yanımda
hiç kanmadın değil mi masallara
ölü taklidi yapar korkuturdum hatta seni

ama sen Allah’ın işine bak!
Allah’ın işine
Allah’ın işi

bu boş âşiyan



-yazılım bitti kağıdı mı verebilir miyim öğretmenim-






ToprağınSesi











.