19
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
2571
Okunma

...
sevgilim
özür dilerim
şimdi bunları sana levanten bir barda anlatmak isterdim
bilirsin içki içmem aslında içemem
ama benim fakir sofram kaldırmaz bu muhabbeti
seni de açmaz zaten bilirim
ve sen yüzümün düşüşünden tanırsın bu rezaleti
duygu akıtırım simsiyah rimel gibi
....suladıkça gözyaşlarım kirpiklerimi
beş para etmeyen sevgime çekilirken s.et
belki kaşımı gözümü görse
aşık olurdu kimbilir Nazım Hikmet
çünkü dilim laf yapmaz
hem bunca cambazın içinde, bana da süslü kelime kalmaz
her neyse
sevgilim
özür dilerim sana sevgilim dediğim için
alışkanlık işte
bir on beş dakika daha idare et
bu aralar dalgınlığım üzerimde
ılık bir yaz gecesi gibi geçiyorsun burnumun ucundan
bu hipermetropla başım dertte
seni göremiyorum
... ve aslında ben sana her defasında yalan söylüyorum
çünkü insan görmese de hisseder değil mi
mesela amaları düşün
hiç dokunmadan ve görmeden aşık olabiliyorlar
unuttum bak yine
ben artık aşk demeyecektim
şimdi geri dönüp, sil e m e m d e
anlamına duyduğum saygıdan
bir şiir affetsinler, misafir okuyucular mümkünse
önceki gece rüyamda Polyannayla kavga ettik
o vesileyle de tanışmış oldum
nasıl da mutlu bir çocuk
beni mesleğini çalmakla suçladı
biraz da ağzı bozuk
-"ulan bu nankör hayatın içinde mutluluk oyunu oynamak sana mı kaldı"
sanırım o da zaman aşımına uğradı
yoksa en azından çoğaltırdı
yüzümdeki yırtık gülüşü
hatta belki dikerdi iğne iplik alıp
defalarca ucuz kumaş gibi sökülen gamzemi
tabi çok ağrıma gitti dayanamadım
-"ne bağırıyorsun kızım ben senin mirasyedin kocaman bir kadınım"
..ve yüzüme tokadı şaklattı
-ben rol yapmayı kimden öğrendim
ah yakmalı sonu mutlu biten masal kitaplarını
mesela sanki Romeoyla jülliet gerçekten aşık mıydı
yasaklanmasalar uğramazlardı bile
aşkın sokağına
dokuz çocuklu bir kadın olsaydı
ve işsiz bir Romeo
diyeceğim o ki insan birbirini pişirip yiyemiyor bir tencerede
asil insanlar için lüks değildir aşk
ünvanları vardır önlerinde yıkılmaz kaleler gibi
evet o masalında sonu mutlu
çünkü öldüler yürek/yüreğe
bu hikayenin tek takdir ettiğim yanı bu
grileşiyorum günden güne
dışardaki atmosfer bütün renklerimi emiyor
içerdekini hiç sorma
bazı evler canlı /ölü fanusu
ve yazdıklarım zavallı kalbimin berduşluğu
garibim o da dağıttı iyice
bana sızmadan önce sansürlü s/övmeler için bir omuz gerek
vatkayla şişirilmemiş bir ceket
anla be işte
anla
bir otobüsün yağmurlu camından bakıyorum hayata
kaza yapmaya meyilli bir şoför direksiyonda
tek yolcu benim
dışarda kredi kartlarından(borçtan kapalı)
kuyruklu gece elbiseli kadınlar
(ve mum ışığında eriyen adamlar)
kuyruklu yıldız diyesim geliyor
gülümsüyorum
ne haddime!
ama ben zaten uzağı görebiliyorum
ve gördüğüm uzaklar
oradakalıyor
iyi ki yakını göremiyorum
yoksa sen bir cambaz edasıyla yürürken düşüncelerimden
çekip ellerimle
yanyana ve elele öldürürdüm ikimizi;
yok yere adımız aşka çıkardı...
de_soulmate