5
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1451
Okunma

Gün güneşe gebe ise, vedâ eder ay geceye
Mehtap toplar yıldızları, göğe hüzün eker gider.
Kalbe dolan her ne ise, o yansır lisan lehçeye
Kimi meyyus eder ruhu, kimisi hû çeker gider
Elifbayı bilen için bir kitaptır şu kâinat
Ki; her bir cüz, bir şaheser; sanat içinde çok sanat
Ahmak, kaçar imtihandan; "okumam" der, eder inat
Kabirden ses gelir, fakat, aksi yöne bakar gider
Tefekkürü bilen kişi, her çileden bir haz alır
İlim, irfan kazanından cahil olanlar az alır
Arsız, "felekten gün çalar", ne ibret ne ikaz alır
Geçer ömrü hezeyanla; ziyan ile çıkar gider.
Gafil kendinden emindir; haz bulur her saatında
Can sayacı pir-ü paktır, makbul kuldur Hakk katında (!)...
Hataları hayli çoktur, tövbe yoktur lügatında
Şerle bezer niyetini; ahretini yakar gider.
Erbab-ı hâl kelamını düşünerek, tartar söyler
Bir kulda bir günah görse, bir yanını örter söyler
Hodbin hata arar, bulur; îmâ ile, dürter söyler
Sarsar gönül kalesini; surlarını yıkar gider.
Sinesinde aşk olanın tebessümü yüzündedir
Dili Yunus, Mevlanâ der; Resûl’ünün izindedir
Densiz bundan bîzâr olur, sitemleri sözündedir
Ecel bozar otağını; dudağını büker gider.
Mecit AKTÜRK