3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1017
Okunma

yaralı bir kuş gibi
sancılarım dinmez.
nice sevgiler tükettim
gizlenmiş gerçeklerden kaçmak için
ölüme sevdalanmış insanlar
korkutur beni
vücudumun her karesinde
ürperen tüylerimle
geziyorum köşe bucak.
yeni hataların saltanatına eğilmiş ömrüm
ve karanlığın tam ortasına iniyorum
içimde ki canavarla,
ben ki zavallı ademden düşmeyim
ezelden bölünmüş uykularım,
yaşadığım her yarın
nefretimle inleyecek
ruhumdan fışkırıp.
kanımın her damlasına
ihanet işlenmiş,
ayaklarımın altında ağlıyor toprak.
kara çarşaflar sarılsın
bu kirli tohumlar için
beyaz ağlamasın bana sarılırken.
maviden umut kesildi
gride tutuklandı hayatın renkleri
ansız sürgün edilmiş
duygular kilitlendi bakışlarımıza.
ne gecesi var ne gündüzü
nefret aşılıyor insanın yüzü
dürüst olan hiç birşey yok
bu çağın yıkılmış
batık sahnesinde.
tebessümlerden kirli bedellerin
hevesi uzanıyor gözlerime
sevgiyle ıslanmış dudaklardan
bir çocuğun yıkılmış dünyası düşüyor
sanki korku çölünden kopup gelen
sahipsiz mahkumların
tuzu kokmuş gibi.
Ey ! yönünü kaybetmiş şair
ayak izlerinden
karanlığı taşıyorsun,
gök ağlamayacak
yağmur düşmeyecek üstüne
Azrail aklına ölüm pıhtısını kaçırmış
seni bekliyor günün
her hangi bir saatinde
düşmeye hazır mısın
lekelenmiş talihini
ikinci adrese taşımak için.
bakalım şeytanın övdüğü müsün
yoksa Tanrının kabul ettiği
o asil gölgemisin sen.
5.0
100% (4)