2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
757
Okunma

kül tutmuş saçlarımdan
zamanı döküyorum
ağlayan gözlerimden.
başkalarının hayatını öğretiyor
yaşadığım her yalnızlık.
öfkemden damarlarım patlıyor
çizilmiş şakaklarımda.
haykıran çocukluğum
ne kadar çok incinmiş
ölüm kokan bu şehirde.
yokluğa ne zaman bayrak açsam
büyüttüğüm gençlik
isyan ediyor boş
mangal yürekli oluşuna
kuru laflardan ibaret sözlere
karın tok diyor ürperen bakışlarım,
sıkarken kirpiklerim
göz yaşlarımı.
mart nisanı hazırlamadı
benim istediğim gibi
baharda hazan tokatlar
coşmak isteyen ruhumu
yeni ağrıların sancısı belirir
mayıs çiçekleri arasında,
ne haziran kalır bana ne temmuz
çirkin kavgalara düşerken.
ağustos eylül’ü döker karanlığıma
ve ben yine ekim de sararmış yapraklar gibi çaresiz
boynu bükük kasıma yaslanır
matemi avuçlarım.
aralıktan baktı ocak yanarken
şubat a savruldu küllerim
koca bir yıl devrilirken ardımdan.
tekrarlanmış acılar avuçlar hayalimi
niyetim okunmadan Tanrıya
yürek nasıl uzanır ki aşk’a
cinayet işlerken kader
ümitleri asılmış adam olmanın görüntüsü
insanlığımı katlederken her saat
merhamete itaat eden yanlarım
bir bir düştü iyiliğin yamaçlarından
ve ben bu yüzden kötü adam oldum
ve bu yüzden ezip geçtim vicdanımı
hayat kardeşim olmadı
ölüm korkusunun vesayetinde ezerken aklımı
kötü işledi tutuklanmış arzularımı
yok kelimesiyle hançerledi dünyamı
mevsimleri acıya paketlerken.
güya öc alıyorum
mavi karanlıklarda boğulurken,
giden bir ömrün öyküsü ne çabuk tükenmiş
rodrigonun konçertosu delerken kulağımı
kırkımdan bir fazla yaşadığım hayat
gözlerimde linç edilmiş
bu bilge şairliğime lanet okuyorum
eğer yaşamak buysa.
AĞLAYAN NİSAN
5.0
100% (1)