2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
716
Okunma

----Gız Satıı! gel bi hele dün gece Döne’eyle gocası çok büyük kavga ettiler,haberin yok senin,neler oldu neler!
----İki komşu kapı eşiğinde,alt kat komşuları,daha doğrusu,can ciğer kuzu sarması,kankalarından bahsediyorlardı.
-----Niye gız iyilerdi ya,ne zamandır sesleri çıkmıyordu...Dedi meraklı ve endişeli bir tavırla Kiraz Hanım,ekledi arkasından
-----Ne olmuş yine körolası sarhoş mu gelmiş eve,mendebur herif!
-----Yok gız !hiç sorma hani şu bizim şiir yazdığımız site var ya,işte oraya Dönenin gocasıda üyeymiş...
-----Eeeee !
Meraktan yerinde duramıyordu artık Kiraz Hanım
------Gız anlatsana çatlatma adamı...
-----Eeesiii sen gir siteye,gizli gizli takip et Döne’yi,çaktırmamak için şiirler döktür,bizim Döne’de al bunu favori listesine,bu ona o buna formlar,yorumlar deeerrkeennn....
------Eeeeeee bizim Döne’nin o abuk subuk şiirlerinide okuyormuş yani öyle mi?
------Sen daha dün geceki eklediğini görmedin,zaten gızılca gıyamet de bundan gopmuş,bilgisayarı falan gırmış adam...
İki komşunun kapı ağzı konuşması ve küçük kıyameti koparan Selami Bey...Belki sizin favori listenizde de olablir...
Ah şu internet,ne yaman seysin sen.Şeytana papucu ters giydirirsin sen...
Şuna bakarmısın.Sen şairliğe soyun,şiirler döktür....
----Şu bizim hanım ne yapıyor kırk saat başında,bu yemekler niye yanıyor,eşimi var,dostumu var,sokağa çıkmıyorki düşem peşine takip edem,kimle konusuyor,kimle görüşüyor...Diye düşmüş aklına demekki,en sonunda da böyle bir çözüm bulmuş kendince...
İlk başlarda hoşuna bile gitmiş.Bizim garıda da ne cevherler varmış diye,gururlanmış....
Eşinin ic dünyasından esintileri okudukça,farklı yönlerini,isteklerini,az buçuk hayattan beklentilerini,hatta bizzat kendisiyle alakalı sorunlarına dair ufak ufak tiyolar,şifreler de aldıkça, hem çok eğlenceli bulmaya hem de eşine karşı davranışlarına hal ve hareketlerine de daha bir dikkat etmeye başlamış...
Başlamış başlamasına da Döne Hanım da coşmuş ta coşmuş.Karısının şiirleri iyice bir rayından çıkmaya başlayınca,Selami Bey de huzursuzlanmaya başlamış tabii...
Karısı konuları ve kullandığı tarz itibariyle epeyce bir rağbet görüyormuş haliyle.
Favorilerine alan alana.
Yorumlar desen gırgır şamata, o form senin bu form benim derken Döne Hanım sitenin gülü olmuş çıkmış,Rumuzuda ’koklanmamış gül’ olan Döne Hanım çocukluğunda da zaten,hiç yerinde durmayan,yakınlarının bile ’kurtlu bu çocuk kurtlu’diye isimlendirdiği hiperaktif bir çocukmuş...
Yedisinde ne ise yetmişinde de o olur derler ya,Döne Hanım’da tam bir yaramaz çocuk afacanlığı ile,epey bi yaramazlık yapmış sitede...Şiirlerin de küfür,argo,müstehcenlik vs aklına ne eserse yazmış çizmiş,imgenin simgenin cılkını çıkarmıs,tabiri caizse...
Hatta nereden buldularsa üç kafadar komşu,’K/ayıp imgeler’diye de bir kitap bulmuşlar,karpuz seçer gibi,nerde çizmeyi aşacak,nerde ağıza alınmayacak,alet edavat niyetine, hepsini bir güzel kullanıyorlarmış...Ama diğer iki arkadaşını sollayıp geçmis Döne Hanım...Yetenekte varmış hani...
Ama cekirge bir sıcrar iki sıçrar,üçüncü sıçrayısı Döne Hanımın edebiyat hayatının sonu olmuş.
En son eklediği siiri gören Selami Bey’in kan beynine sıçramış.Bizim garı elden gidecek kaygılarıyle geceleri uykusu kaçan,Selami Bey iyice zıvanadan çıkmış.
Hiç bir şeyden haberi olmayan ’’koklanmamış gül’’Döne Hanım’ın boğazına sarılmış,en son yazdığı:
BİR ŞİİR YAZDIM
Bir şiir yazdım
Patladı gitti
Ar damarlarım
Çatladı gitti
......
......
Şiiri görünce,artık kendisini daha fazla tutamamış...
Yermisin yemezmisin,bir taraftanda söyleniyormuş:
Sabır taşı en sonunda,
çatladı gitti,çatladı gitti,çatladı gitti...
Bir şiir yazdı şair
Patladı gitti
Ar damarı şair’in
Çatladı gitti
Bodrum kat imdadına yetişiyordu böyle zamanlar
Yazdıkları kadar yazarken olduğu ortamda sıradışı olmalıydı
Daha bir havaya giriyordu sanki
Bu seferki şiirini epeyce bir zaman bekletti asmadı sayfaya
Çok emek vermiş gibi
Demlemek adına
Öyle zırt bırt yazarsa kalitesi düşerdi şak/şak/çı/larının gözünde
Hem kendisi
Hem sıra dışından da dışı
Eserleri
Hıım bu sefer ne yazmalı acaba diye düşündü bodruma inerken
Gözüne eski ayakkabılar ilişti
"Bir çift bot ve sanrıları"
Evet adı bu olsun
Şuh kahkaha atsın mesela ayakkabı boyası
Ve finalde şair
Kötü yola düşen ve hayatta tek başına kalan
Bot’la izdivaç yapsın
Serçelerin gözyasları kanlı aksın
Ayakkabı bağı ve boyun bağı
Jiletle intahara
Şair ay ışığında atıyla
Şaha kalksın
Mutfakta domates sus yaşasın duygular tavan yapsın
Salçalığına ağlarken
Biraz isyan
Biraz nisyan
Tanrı vb söylevler
Küfür argo tuz misali
Azıcık dram
Acı biber
Tu kaka şiir’e
Finalde şair sen öl yaşama
Geber
İşte böyle bir tema şimdilik bana yeter
dedi ve başladı yazmaya
Hayranları bu dilden anlıyorlardı çözmüştü onları
Ego işte seviyordu takdirli övgülü yorumları
Bitirdi gülerek şiir’i çıktı bodrumdan elinde kara defter
Bilmez ki annesi merdiven başında bekler
Aldı okudu bir çırpıda şiir’i
"Ver bakalım neler karıştırıyorsun,neymiş şu bodrumun sihiri"
Okudu önce sarardı
Sonra morardı rengi
Yok yok mübarek sanki çarşamba pazarı
Tanrı şeytan şirk küfür
Cin peri elma armut hepsini şiir’e süpür
Hacı hoca üfür yavrum üfür
"Kim yazdı kızım "dedi cevaptan korkarak
Şair cevap verdi "ben"dedi tırsarak
Anne yırttı attı kağıdı konuştu yüzü kızararak
"Aferin kızım,iyi halt ettin"
Dedi ve ekledi :
Ayinesi İştir Kişinin,kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde.
Etrafıma şöyle bir bakıyorum ve yaptığı işi ciddiye almayanların ne çok olduğunu görüyorum. Oysa insan bir iş yapıyorsa eğer, ne iş olursa olsun hakkını vermeli öyle değil mi?
Devam etti ağlayarak:
üzgünüm
ne davar culuk
ne kısrak ne de doruk atlarım
yok hamamlarım hanlarım
apartmanlarım katlarım
ne gemilerim yatlarım
yaşadıkça ömür
ancak günahlarım katlarım
dünyaya benzemez evlatlarım
sanmayin burada olduğu gibi
siz dağıtırsınız ben toplarım
ana evlattan
evlat anadan kaçarmış derler
unutmayın gül tutan el gül kokar
kim ki burada inci yakuttan taç yapar
ahirette elbette o kişi başına takar
lokman hekimin evladına
verdiği öğüdü muhakkak okuyun
daha vakit varken
halınıza kiliminize en nadide nakışları dokuyun
size vasiyetim
bırakacak yok mal mülk para pul ama
Rabbimin yolunda yürüyün daima
mel"un şeytana sakın kanmayın
kim ne ekerse onu biçecek unutmayın
bu garib ananız da kendi bardağından içecek anlayın
kıyamam azıcık canınız yansa yüreğim parçalanır amma
o mekan o terazi o mizan bambaşka
ne torpil var ne kayırmaca
siz siz olun Hak Yoldan sapmayın
beni hep arkanızda dağ gibi duracak sanmayın
ana gibi yar olmaz elbet
ne demiş büyükler
ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
evlada dokunursa en ufak bir zarar
analar karalar bağlar
onların merhameti ummanlar
başları göğe ermiş dağlar kadar
amma velakin
dünya fani
Ahiret baki
o merhameti biz analara
bağışlayan Rabbimin Merhameti
en güzel en hakiki
bu aciz ananıza değil
O Yüce Mevlamıza dayanın
Onun sonsuz Rahmetiyle boyanın
sözün kısası canım evlatlarım
ana başa taç imiş
her derde ilaç imiş
geçin bunları kelin merhemi olsa kendi başına sürer
çok çok uzun değil insan ömrü
inanın adeta
göz açıp kapamalık sürer
unutmayın haaa
ne kadar ekmek o kadar köfte
dünyanın tatlı uykusuna dalmayın
sakın ha sakın Ahireti unutmayın
dedim ya yok malım mülküm
atım arabam yatım katım
yavrularım canım kuzularım
size tek mirasım
Rabbimizin yolundan ayrılmayın
para pul mu en büyük değer
maksat evlada faydalı şeyler bırakmaksa eğer
faydalı olmaksa maksat erek
tek maddiyat değil
maneviyat da gerek
ben de bu şiiri bıraksam
evlatlarıma miras diye
güzel olmaz mı
sizler söyleyin şiir dostlarım
çam sakızı çoban armağanı
canım evlatlarım
nacizane bu şiir
miras değilse bile
benden sizlere hediye
5.0
100% (5)