2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1004
Okunma

sen kırıldığında benim yüreğim kanayacak ve sustuğunda dudaklarım kuruyacak...
bir yusuf düşü/düşün sol göğsünün altında..her kuyunun önünde bir çocuk gölgesi..
dileği sana kesik ki yokluğunda gömleğim kan..iyi bak emi..dönüşleri düşüşlere benzeyenlere
ve akarken saçlarından yağmur kalanı benim olsun tek bir telinde..
(...)
kapadım soluğumu/soluğuna
gecikmiş düşlerle
itiraf edilen suçlar kadar çelimsiz/çekimsiz
mağrur bir ifadeyle
yerçekimine karşı koyan bedenimle
yüreğimin kapısına kadar yürüdüm ki
ölümlüydüm artık bende
tenimin üzerine bıraktığın işretlerle büyüdüm
yenildim
vezir ve şah düşlerle yer değiştirince
karelerce arzulamıştım oysa
arkamı döndüğümde zar tutmuştu bir piyon
mat!!
kelimeler biriktiriyorum şimdi sana sayfalarca
dip notlarımdan çıkıyorum soluksuz sözcükleri
ve sarıyorum yeni akıtılmış yaraları
etimin diyetini ödüyorum
ruhumda sınarken aşkı
serden vazgeçmiştim
sana vermiştim unutma
yüreğimin kapısına kadar yürüdüm
denizini emdim
ilk tövbeden önce sesimin
sonra yağmurdan ıslanmış saçlarının her bir telini ki
su temizleyebilir miydi dilimi
parmak uçlarımın derisi dökülüyor
kuralık
iliklerime kadar çekiyorum ciğerlerimde kalan son havayı
oksijen yanığı bir bağ bozumu
başağımın içindeki gelincik
tabanlarımı nadasa bıraktım
gelebileceğim noktaya kadar geliyorum sana...
(...)