1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1076
Okunma

Hazin bakışlarıyla lacivert tonlu ufuklardaydı
Saatini bilmediği vaktin her bir dilimi onun ek gıdası
Zemheri burcunda kalmamıştı iklim askeri
Nöbet değiştirmemişti halbuki, ilerleyen duygular
Halen çocukluğuna çuvaldızını batırırcasına içten bakıyordu
İçten yakarışı kimseyi kaynatmasın diye…
Ey kuyuya düşmeyen çocukluk hayali..!
Kurak toprakta büyüyen bir çift göz bekler mi hala seni?
Okaliptüs ağaçları arasında gölge bulma yarışıydı seni koşturan
El öpme sevdasıyla iki okyanus sana komşu olmuştu
Senden sana uzaktı sessiz gözler
Kürek mahkumu olmuş vagonların taşıdığı değil..
Bir meşale üzerine bırakılmıştı son kibritler
Ayakkabıların deseni zamana kafiyeydi
Son hediye olarak tanıtıldığı ve geldiği için
Bir rüya gördüğünü saklamadı o eski kuş yuvası
Kuluçkasını o çocukluk günlerine serpiştirircesine..
Gürsel ÇOPUR
5.0
100% (2)