27
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1261
Okunma

defterin içine haps’olmamış bir kadın
penceresini açmak soluk almak zor değil
kan rengine dönüşen sayfalarda gül durağı aramak
sıksa şiirin gözyaşını çıkarır
on parmağında on marifetlerden
işlediği ipince kaneviçeler serilir önüne
bembeyaz karlı bir sokak gibi
yürüdükçe çıkar ayak izleri
evinden başlayarak uzanır
dünyanın taa öbür ucuna
fransa mali’yi işgalden caymaz yine de
kentleri alarak bir bir ilerler
seyreder uygar dünyalılar
yol uzadıkça uzar
solundan başlayarak sayfanın
bir isim yazmaz şairliği
sayfaya dökülürken yıldızlaşır her isim
Allah’ın ademleri
boyları bir
işlevleri, işleri ayrı
neden herkes seyirlik bir oyun arar
dünya sahnesi kudurgan
birbirine saldırmaya plânlanmış gibi/mi
yoksa büyük balık küçük balığı yutar mesel mi?
ve şöyle düşünür:
bir araya gelse bütün küçük balıklar
yine mi yutulurlar?
kocaman bir bayrak açılamaz mı dünyanın üstünde
herkes bir ucundan tutsa kardeşliğin
yakalanır mı mükemmeliyet?
ama herkesin evi ayrı yolu ayrı
bir sevgi anahtarı gerek kapıları açmaya
sonra her eve iyiniyet diye bir yönetici gerek
çiçekli bahçelerini sulamalı evlerin
güleryüzlü çocukların masalsı oyunları
hiç soldurulmayan yüzleri olmalı
kapılarına dayanmamalı diğer ev sahipleri
çocuk dedim de aklıma geldi
bir çocuğu olacakmış Esad’ın
on beş günlük işi var demiş muhaliflerin
yardımı kesse Türkiye gibi ülkeler
ne zamandan beridir karışır olduk
akrabamızın evine!
ah her koyun kendi bacağından asılsa
bütün mahalleyi kaplamasa kokusu
30 .1. 2013 / Nazik Gülünay
5.0
100% (20)