24
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1442
Okunma

bir şiir vardı dilimin ucunda
bulaşıkları kaldırırken kendime söylediğim
yıkanıp geçti başımın üstünden
yağmurda uçamayan bir kuş gibi
gagaladı da yüreğimi
ölme dedi öldü
çok aradım diriyken mezara gömenimi
akşam evlerine dönerken eşler
kucak dolusu yorgunluğu eve taşırken
yüzlerini gazeteyle örterek
yerde yatan ölü gibi
nasıl aradım bu cansız adamları
kitaplarının arasına gül olup girdim
yüzleri değmedi eğildikleri suya
okumadıkları kitaplarda gereksiz bir sürü sayfa gibi
yittim aralarında
adım silindi şiirlerinden
bir sokağın en görünür yerinde açardım çadırımı
çocuktum ardından koşmayı bilmezdimki gölgemin
ölü gölgelere can vererek
tanıdık cümleler kurardım kekeleyerek
bir öcü sokardı annem onlarla aramıza
tüyle bile dokunamazdım
onlar şiir değildi
kalemime takılıp geçerlerdi kapımın önünden
izlerdim sadece
bir film izler gibi
doğmayan sözcüklerle bakışırlardı
köşedeki terzi oğlanlar sözde beni kayırırdı
gölgemdeki tozumu
insanların gözüne savururdu
zamansız esintiler
şiir değildi yazdığım
yerini bulmayan gereksiz sözcükler
bir mektup yazardım karanlıkta
parlayan ıslığına..
31. 1. 2013 / Nazik Gülünay