tenden uzak hasisler
büyüttük içimdeki güneşimle
zürriyetlerini ceninde büyüterek uzadık aya
çatmadık hiç miracında
urcûn çalımında elips çizdiniz mi ?
safran kesesinde dövüştük
sövüştük yanar musalla taşında
sonra
yağmur titreşimleri
barıştık tarihin ısınan yarasın/da
çatısını taşıyan vefa kapaklarında
bataryası bozuk gardiyanları beklerken
bardak kırıntılarıyla
yaktım bidonumu öksüz harflerime
(t)araf/sızımdın..
önce yılan oldun
yıldızdın
çengellendin bulmacada
çam ağacının yeşilikleri gibi
hep yeşil kaldın
dışuysallıktan iç uysallığa
doğru adım atarken
birleştirici kuvvet atlardın
örgülü tıkanığında durarken anne
nefes verir misin yüreğime?

asker güvertede yokuş aşağı
güvenlik iç kıyılarında surların
kontrol noktasında şurlar hz sûleyman’a çekilirken
’öf’ bile denilmezdi ki şefkatine
sevemezdik bir türlü
iç örtüsü kokmuş kıyılarımızı,
senin siyah taşınım ben
bağrında ısıttığın.
çalışkan yumurcak
takdir alacak vole vururken
tebessüm çarkıfeleğinde
tersanede vurmuş
nasihatlerimi (d)inlesin
desibel ekmeğine
afaroz depinmelerini sınarken
bir zamanların
tereyağıyla salçasını sürdüğüm
elifbamı unutmasın
tekmelerken rahmİnde
eşhedle indirildiğini unutmasın
nefsin ufuklarını terletmesin yüreğimde kağıtlarını
kalemini severim yoksa onun..
yunus tapancı...



yunus tapancı...