0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2071
Okunma

Dünü düşünüyorum ve devamında ertesi günü ki
uzak iklimlerin sağanağındaydım..
her yağmur damlasıyla..
anlar içinde azalıyordu
saçlarına düşen suyun sayısı..
kendimi gömerken/kendime gömülürken ben..
dünya yüreğime katlanamıyordu..
sığınaklar hazırlıyordum dünün bir öncesi..
dilimdeki kelimeleri ıslatıyordu dilim..
ıslanırken..uslanıyordum..
uyku ruhuma dar geliyor..
sen kokan yataklara sarılıyordum ki
dudaklarımdan düşen şarkı..
sızıp dişlerimin arasından
parmak uçlarına kadar yol alıyordu..
hiçbir ses uğramadı kulak memenden içeri
dilsiz martılara simit attım..
kalabalıklar içinde yalnız kalma korkusu
yanaştı usulca sol yanıma..
burnun kaşındı sonra..
gözüm seğirdi..
içim titredi ki
içini yerim dediğim düştü aklıma..
dudaklarım ıslandı..
ikiye böldüm zamanı..
ama çarpmadım üçle..
bir zeytini emdim..
yemeden önce..
dişledim..
acımadı dişim lakin doydum
akan nehirlerin/ırmakların kadar suyuna ki
sonra dolandım sarmaşık gibi köklerine
ve
durdum sırılsıklam kökünün içinde..
gölgen düştü sonra..
ne çok soru sordum..
alıp veremediğim sorulardı/anladım..
avuçladım yüzümü..
başımı almadım ellerimin arasına
sakallarımda saklandım birkaç gece..
kapatmadım kapıyı
“asla”
hazırdı..
ana
her ana..
evim..
sana hazırdı ki
aç bırakmadım saksıda çiçeğini..
hiç tanımadığım kuşları besledim pencere eşiğimde..
parmak uçlarım kadar
ellerim kadar
ellerimden geldiği kadar ki
dünün bir öncesi
yaşayamadığım sabahları emanet ettim avuçlarına..
derin nefes aldım..
ciğerlerime dokundu havan
gıdıklandım..
işaret parmağımın tırnağını yedim..
gülmedim
tebessüm ettim..
bir sigara daha yaktım
ölümü içimde hapis etmek için..
ıslık çaldım sonra
hiçbir şey olmamış gibi/içini alarak içime yürüdüm..
yürüdüm..
yürüdüm..
senliğe vardım
esenliğe
sessizliğinde ki
“hissetmek ve yaşamak,
senin parmak uçlarınla dokunmaktı hayata” ..
(...)