Bu gece bulutların arasından sızan ay’ı ve yıldızları yazmak istiyorum.
Kalbin mihrabında.
Ardından yağmurları,
Gökyüzünden yere düşen her damlanın bereketini, aynı damlanın toprağı ıslatan kokusunu yazmak istiyorum.
Kendi kendime sarılıp ısınan yalnızlığımı yazmak istiyorum.
Kalbime soğuk bir kurşun gibi vurduğu anda gözlerimden ve yüreğimden nasıl kanadığını yazmak istiyorum.
Bir cellat olarak kendimi yokluğunda nasıl idam ettiğimi,
Kağıt üzerindeki şiirlerimin sana uğramadan infaz edildiğini,
Faili meçhul bir cinayete nasıl kurban gittiğimi yazmak istiyorum .

Satır satır acılarımı içtiğim bir gecedeyim.
Dilin küfre döndüğü, boş odamın duvarlarına sövdüğüm,
Lambası sonuna kadar kısılmış karanlık ve sessiz bir gecedeyim.
Kapı eşiğinden sızan rüzgarın içimi üşüttüğü,
Ve duvarda asılı duran boş çerçevenin beni anlattığı bir gecedeyim.

Ömründe kaç nefes kaldı şimdi ?
Kaç nefes içine çektin ? uykusuz kaldığın gecede,
Ben seni düşünürken, sen kendini hiç benim kadar düşündün mü ?
İçime çektiğim her nefeste,
Seni soluğumda dinlendire dinlendire cigerlerime indirirken,
Ve o umursamaz yokluğunun soğuğunda kalıp,
Kendi infazımı odamın sarı duvarlarına asarken,
Sen bulutların arasından sızan bir yıldız gibi gülümsüyordun bana

Sahte aşk hikayelerinden kaçan mülteci kelimelerimi,
Birer birer beyaz kağıda dökerken,
Gözlerimden akan damlaların yastığımı nasıl ıslattığını yazmak istiyorum.
Tüm sana çıkan kelimelerimi idama sürüklerken,
Bir cellad gibi sallandırdığın mutluluğumun,
Beyaz kağıdı nasıl kararttığını yazmak istiyorum.
Kimsesiz kalmış bir yetimin değil,sensiz kalmış kendimi,
Ve üşüyen tenimi değil, yüreğimdeki seni yazmak istiyorum.

Bir kardelen gibi karlar ortasında nasıl açtığını,
Bembeyaz sevinçlerinle KALBİME gülümsediğini,
Kış-ımı yaz-ıma nasıl dönderdiğini yazmak istiyorum.
Kar tanesi gibi saçlarıma yağdığını,
Sararmış yaprakların ilkbaharda buluşmak üzere,
Yurdunu terkettiğini,
Kırılmış ve paramparça olmuş düşlerimin GÜNEŞ’i olduğunu,
Soğuk ve yağmurlu bir gecede kaldığımı yazmak istiyorum.
Sensiz bir başıma ..

İbrahim DALKILIÇ