1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2918
Okunma

Benziyorum sanırım Nazım’a
Adına şiirler yazdım onlarca
Onsuz olamayacağım dedim her satırda
Ama bak ayaktayım hala
Kanım dolaşıyor bir şarap misali damarlarımda
Renk katacak bedenime yıllandıkça
Sahi, yıllanabilecek mi acaba?
Şu an yine bir çeşit sarhoşum anladığım kadarıyla
Sanki ruhum bedenimden ayrı yaşamakta
Ruhum belki sahil kenarında
Belki boğazda
Belki İstanbul da...
Ama bedenim daima
Yeşil türbenin altında
Trilye yıkıklarında
Bursa da..
Seninde böyle olmamış mıydı be Nazım
Ruhun ve bedenin ayrı yaşamamış mıydı yıllar boyunca
Sen Pirayeni düşlerken hapishane koğuşlarında
O şehir Pirayene sahip değil miydi daima
Evet, kıskanıyorum o şehri aslında
Nasıl göğüs gerebiliyor onca aşka
Kimler geldi kimler geçti ama
O hala ihtişamını korumakta..
Eyy! Uğruna savaşlar verilen
Binlerce insan öldürülen şehir..
Senin surların bana sökmez
Senin güzelliğin beni büyülemez
Benim gözlerim zaten kör olmuş aşk denilen illetle.
Senin nağmelerin beni alakadar etmez
Kulaklar duymaz olmuş onun sesinin haricinde
Şimdiyse sana sesleniyorum haykırışlarla
Fakat önünde eğilerek değil, asla
Başım dimdik, ardısıra
Ya sevdiğimi vereceksin bana
Yada karışacak kanım toprağına..
(05.01.13 sa:16.29)
5.0
100% (1)