10
Yorum
6
Beğeni
4,6
Puan
2268
Okunma

Ben düşünmenin yasak olmadığı bir dünya diledim,
Üzüntüler, acılar düşlemedim hiç...
Bir avuç mutluluk dilerken Tanrı’dan
Bir avuç daha hüzün verdi elime...
Öyküler yazmak istedim küçük defterlerime
Kalemim dokunamadı kağıda...
Uzun bir nokta koyup devam edemedim yoluma...
O yol ki; beklerdi beni hep bir köşede
Usul usul fısıldardı sessizce
Küşmüşüm nedensizce ona
Susmuşum günlerce kenarında
Geçen arabaların tozlu toprağında
Dalmışım uzanan ufuklarına
Bırakmışım yağmur ıslatsın ikimizi
Güneş kavursun bedenlerimizi
Kendimi bırakmışken zamanın kollarına
Bilirim bekler Zaman’dan dönmemi Yol’um
Ayak izlerimin olduğu yine aynı köşede...
Benim köşelerim vardı hayatta
Herkesten gizli saklı ağladığım...
Kuytularımsa kendimden bile gizlendiğim...
Gölgesinden korktuğum yalnızlığımda
Demir attığım limanlar vardı;
Martılara yemlerin atıldığı
Huzurlu kartpostallara fon olan limanlar...
Buzullar vardı içimde bir türlü eritemediğim
Rüzgarlarsa yolları kaybolmuş...
Çiçekler vardı yalnızca baharda açan
Ya da soldurduklarım vardı umutsuzluktan...
Ama yine de bir parça umudum vardı onları yaşatmaya
Kaybettiğim noktada umudumu, başlardı yenilgiler
Bozulurdu saatler, ilerlemez olurlardı...
Kapıdayken hüzün
Ayak seslerini duymak çok zordu mutluluğun
O yavaş yavaş gelirken yanına
Farkına varmazdın yanı başında olduğunun
Kararmış havanın körlüğünde
Göremezsin de silüetini
Sonra bir gün karanlık uçurumun kenarında
Ta ta...
Paulo’nun Işın Kılıcı elimde
Ben olmuşum kusursuz kuzey ışıklarını kıskandıran;
Karanlıkla Savaşan Işığın Savaşçısı...
5.0
75% (6)
4.0
12% (1)
3.0
12% (1)