25
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
2524
Okunma

İçi dağlanmıştı
Ne idüğü belirsiz kasvetli havadan
Kulaklarında, salkım saçak ağıtlar
İliğine işlerdi yalancı karın soğuğu,
Ve ebruli bir akşamüstüydü
Ak düştüğünde saçlarına, yapayalnızken sokaklar.
Takvimden eksilen her yaprakla
Son bir kez daha hasbıhal edişi
Zihnindeki uyuşukluk
Belki de dinlenceye susamışlığındandır
Göz kapaklarını zorlayan, küptüden beter ağırlık,
Hareketlerindeki durağanlık
Uykuyla heba etmeyip
Öldürmeye kıyamadığı sekiz saatlik soluk.
Yaşanan her saliseyi kaydetmek isteyince belleği
Direnci ile bedeni er meydanındaydı,
Omuzlarından dökülüyordu yorgunluk
Arada bir,
Kendinden geçmesine rağmen bilinci
İnadına,
Yarım kalmamalıydı yaşam sevinci.
Ömrü,
Felç diyerek arz etse de soranlara halini
Pes etmek olmazdı şimdi, henüz erkendi bahara.
Gün gelip,
Nasılsa eriyecek, kar taneleri diyordu
İçindeki çocuğa bırakırken ellerini.
3 Ocak 2012 / NÜS