2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
922
Okunma
’bir düğümdür boğazda dağ geçitleri
çığlıklar kalır çığlar ardına’
...
her iç çekişim ayıklıyor beni benden
senden bir iskelet kalıyorum geri
yüreğim ağzıma geliyor
yutkunuyorum...
sen varsın!
gökkubbemde tutacağım
bir tebessümü esirgesende
can kıvılcımısın bu yangındaki desende
sen varsın!
benden ileri, benden geri
bir sen kalsın.
...
şimdi
hasretten birbirine geçmiş bileklerim
şimdi
köprücük kemiklerinden
atlarım
intihar ederim koca gecenin yıldızsız göğünde
yalnızlığın beşiğinde bulurum bedeni
kendimi benden düşerken gördüğümde
neyleyim yarim
deniz kokulu sabahlar düşlemiştim seninle
can matarama dolacaktı yüzünün sıcaklığı
şimdi içimin en ücra
en derin duvar diplerinde
boynuna sarılmaklar geliyor
avuçlarını öpmekler
yüzüne dokunmaklar geliyor
uzun yoldan geliyor içimden sana gelen
belkide bu yüzden
ağlamaklar uzun sürüyor
...
tarih kaç rakam değişirse
değişmez
bir adın yazılı takvim yapraklarına
koparmaya kıyamam
ölümün parmak uçları değer dudaklarıma
bağıramam adını
adını kimseler bilmez
bir gün
bir gün olur da
saçların arasında rastlarsan
benden bir gözyaşına
uykularıma geldiğinden bil
sakladım seni sevdiğimi
her saniye varlığını belli eden
canı bir yerden alıp
bir yere götüren
şimdi ise
yürürüm sokaklarda
okşarım rüzgarın ipek saçlarını
hasretinvari bir ısınmak
güneşli havalarda
yağmuru ağladığıma sayarım
gözlerim gibi ağır ağırdır kar
toprak kokusuna elbet bir sabah bulanırım
filizlenen her ekini umduğuma bağlarım
bir gün
belki bir gün düşlerinde
dizlerine uzanır ağlarım
nasılsa
’bağırda çürüyen
rehnedilmiş bir ağlamak kadarım’
ağlayamamak kadar yarım.
5.0
100% (3)