21
Yorum
53
Beğeni
0,0
Puan
1753
Okunma
işte deniz böyle sersefilken
ve bu şehrin
acı çekerken bile gülebilen
gözlerine aşık penceremin
pervazına tutunmuşken yağmur
ince narin ıslak elleriyle
üşüşmüşken üşümüş aç martılar
beyaz desenli o masmavi sofraya
kayıp küreğimi arayıp bulan
ve kayığıma koyan yüce dağ
sana doğru yürek çekmek
öyle güzel ki.
adın ağzımın içinde sancılı türkü
ürkmeden mırıldanmak
öyle güzel ki.
şimşek şimşek çakmak
evreni sulamak
gözyaşıyla değil bu defa aşkla...
nem kokmak gülveren toprak gibi
sevinci
tırnaklaya tırnaklaya sökmek kökünden
ayyuka çıkmak
ve en yakası açılmadık küfrü
pervasızca arsızca
öyle güzel ki
basıvermek karnındaki ağır ağrıya!
iyi de bilen var mı
hangi yörenindir bu türkü
ve hangi parmaklar dokunur şimdi
şefkatle
sevgiyle
hisle
henüz doğmamış
kaderi isli bir evlâda?
JD
Palandöken’e...