" kurşun geçirmez amerikan elleriyle "

Hanımefendi şu mısrayı bi açıp herkese anlatabilsek var ya sorunun çözümü anında gerçekleşebilir.
Ancak dilimiz şişmiş anlatamıyoruz.
Açık yüreğinizi yola çıkan ayak bileğinizi haykıran dilinizi kutluyor saygılar sunuyorum.

( İzninizle kempol' e de tebriklerimi sunayım.)

Ekmek su aş bulmak gecikebilir
Temele taş bulmak gecikebilir
Devlete baş bulmak gecikebilir
Adalet gecikmez TEZ verilmeli

Demiş Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU

Adalet makamı birilerinin elinde oyuncak olmuşsa bundan sadece illegalite beslenir...Suçu belli olmayanlar cezaevlerine tıkıştırılırken...Habur da kurulan sözde mahkemede aleni olarak suç işlemişler elini kolunu sallayarak dışarı çıkıp mitingi eşliğinde şölen yapabiliyorsa bu ülkede adalet bitmiş demektir... Birilerinin başını yakayım ki birilerine yaranayım mantığıyla adalet yürümez...Bu konu hakkında yazılacak çok şey var...Tebrik ederim Glenay yazılması gerekiyordu yazmışsın...Sevgi ile kal....

_________________________halk yazın adımı soruyorsanız
kan yazmayın halk yerine
barışı işaretleyin savaş hanenize
açın insan sınırlarınızı
mültecileri doldurmadan kentlerime
kimin elini göğe kaldırıyorsunuz bilin
kimin gölgesinde eziliyor halk eli’m
kimin dilinden inliyor dil
kime savruluyor sözler
ey az mavi, az yeşil. az beyaz,kırmızı
iyi bil!
daha canlandıracağım renkleri
daha bir mavi olacak mavi
kırmızı daha kırmızı!


nasıl geldin buraya diye soracaklar
bu demir parmaklıklar arasına
unutturmaya çalışacaklar belgeleri
düzenleyicilerini
yıl üstüne yıl ekleyecekler
kurşun geçirmez amerikan elleriyle
iteleyecekler silivri’ye


susturulacak savunma!
utanacak
mahkeme duvarları
dışarda duvarları ısıtacak güneş
o daracık odalara sokulmayan
yıldız yıldız ağaracak geceler
kuşatma kuşatılacak sonunda


1. 1. 2013 / Nazik Gülünay
____________________________________________________

Onların hem amaçları, hem de görevleri bu: Aydınlığa, çağdaşlığa, özgürlüğe giden yolları kesmek. Topla tüfekle de yapmıyorlar bunu; beyinleri, gerçek inançta olamayan batıl, ilahi ve uhrevi hiç bir yanı olmayan din safsatalarla doldurarak. Kime yaparlar bunu?... Özellikle, bilerek, sömürüp yönetebilmek için çahil bıaktıkları, koyun sürüsünden farkı olmayan zavallı "sözü ona" insan topluluklarına. Kavimcidir, kadecidir, cahildir, korkaktır; şeyhin, reisin, ağanın ve sömüren vahşi kapitalizm patronunun etkisinde ve denetimindedir bu insan topluluğu. Ne acı, ne yazık ki hepside bu topraklar üzerinde yaşayan bizim insanlarımızdır bunlar.... VE de; TUTUCU, ALDATICI, SÖMÜREN, DİNİ - İMANI EN KORKUTUCU BİR SİLAH OLARAK " EZDİKLERİNİN ÜZERİNDE" KULLANAN VAHŞİ KAPİTALİZMİN UŞAĞI VE TEMSİLCİSİ İKTİDARLAR, O İNSAN SANDIKLARIMIZ SAYESİNDE İKTİDAR OLUR, HÜKÜM KURARLAR.
O yüzdendir, haklarında uydurma belgelerle, kurğu suçlarla, hapis damlarında değerli düşün, bilim insanlarının ve ordular yönetmiş komutanların, çürütülmeleri. Elbette, her türlü uyduruk yalan kurgularla, damlarda tutacaklar, değerli ve etkinliği olabilecek insanları. Sahte iktidarlarlar başka nasıl sürdüebilirler varlıklarını, Sürü misali yandaşlara her zaman güven olmayacağını bilirler. Çünkü; o karkak, o cahil, o esir ve umacı yaşamı kabuledenlerin bile yandaşlığı yetmez onlara. O insanlar çıkar ve nemayı kimden görürse o yana dönerler. Onun için mağduriyet sömürüsü yapanlarca kullanılıp atılırlar. Ama en önemlisi, Sağlam güçlerin, baskı ve göz altında tulmasıdır. Çünkü bunlar, özgür ortamda fitili ateşleyebilir, inançları sömürerek,sürekli mağduruyet rolü oynayarak, toplumsal yıkımları acımasızca yapan, halkı sömürerek iktidarda kalmak isteyenlerin iktidarlarına halklarla birleşerek son verebilirler.
Haksız yere, udurma ve kurmaca suçlarla, hapsedilenlere gelince: Bu insanlar, haklıyken haksız, suçsuzken suçlu sayıldılar. Bu elbette çok zalimce birşeydir. Ama neye, hangi adil hukuk sistemine güvenerek "Nasıl olsa adalet tecelli eder"e dayanarak, cellada boyun uzattılar bu mağdur insanlar. O celat ki, yargıya, hukuka, demokrasiye hiç bir zaman inanmamıştı, hep inancının olmadığını söylemişti. "Demokrasi bizim amacımız değil, aracımızdır, atlama tahtamızdır" dememişmiydi!... Bu zihniyette olanları Türk Anayasa mahkemesi, "irticanın odağı oldunuz" diye cezalandırmamışmıydı...

Daha çok şey yazılabilir bu denli anlamlı ve kapsamlı müthiş güzel şiiriniz için. Ama ben yazmaya son vereyim buradan, sizi içtenlikle coşkuyla kutlayıp selamlayarak, değerli şair Nazik Gülünay. Kemal Polat