Ateşe de Odun Lazım


Kuyruk elden gider diye şu telaşa bir bakın!
Yetmedi mi olduğunuz hırsınızın esiri?
Ne de doymaz gözünüz var, nazar etmeyin sakın!
Unutulur gibi değil darbenizin tesiri...

Nasıl olsa her dönemde elinizde bir kuyruk!
Bu ülkenin akıllısı tek sizden mi ibaret?
Seviyeniz dipte lakin buyruk üstüne buyruk!
Küpleri taşırmak için yetiyor bir işaret...

Sol gelince hızlı solcu, sağ gelince en sağda!
"Eşitlik ve demokrasi" düşmüyor dilinizden...
Bir eliniz bal küpünde, diğeri tere yağda!
Meğerse ne çok hünerler geliyor elinizden...

Maşaallah tuzlarınız ne kadar da kupkuru!
Zarlarınız cıvalı mı, her attığınız düşeş?
Allah’ım sen kullarını bu aç gözlerden koru!
Herkesten evvel girerler olsa mezarlar beleş...

Soygun, vurgun denilince ne tartı ne hat olur...
Ecdadınız çilingir mi, her kapıyı açıyor?
"Zulm ile abat olanın ahiri berbat olur! "
En nihayet tanındınız, sizi gören kaçıyor...

Oysa, var mıdır acaba helal lokmadan ala?
Haramın da öbür adı; "zehir zıkkım olmalı..."
Kul hakkıyla gidenlerin mahşer başına bela!
Ateşe de odun lazım, cehennem de dolmalı...

Antalya-2012/12

TDK:

abat: bayındır, şen, rahat, "dört başı mamur..."
berbat: kötü, bozuk, beğenilmeyen, viran, perişan...
hat: sınır, uç.
küp: karnı geniş dibi dar toprak kap.
beleş: karşılıksız emeksiz elde edilen, bedava...