7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1171
Okunma

Sen gittiğin zaman
Öfkeli rüzgârlarına tanık olurum bu şehrin
Sokak kedilerinin sırnaştıkları yalnız bir adam görür gözlerim
Sessizliğine bürünür kentin sokakları tık çıkmaz
Öldürmek istesen gecenin matemini bir damla kan akmaz
Evler görürüm penceresinde hafif ziya ile ışıyan
Adressizliğim uçuklar dudağımda
Ve dökülür yetim kalmışlığında suratımdan
Çocuksu titreyişlerim…
Sen gittiğin zaman
Kayıp şehirlerimde gizlenmiş misafir duygularım depreşir
Ve esmer şiirlerim dökülür dudaklarımdan
Onlar ki
Bu kayıp şehirde nice yitik kentler bulur
Göçebe yüreklerinde sevenlerin
Bir ben sığınacak köşe bulamam kendime
Bu şehrin duvarları yıkılır…
Sen gittiğin zaman
Dudaklarıma vurduğum sus mührü bozulur
Kalemim yüreğimin hâkimiyetinden kurtulur
Kara mizah yazılır beyaz duvarlarına odamın
Ve ortasına idam sehpası kurulur
Öldürdüğüm sandığım sensizliğimden
Bir damla kan akmaz
Sen gittiğinde
Kızıl bir akrep olur yatağım
Yorganı üzerime çekmekten korkarım
Her sen gittiğinde
Çekerim ondörtlümü boşaltırım ne varsa
Öldürmek isterim
Sensizliğe kurşun işlemez ki be gülüm…
Sen gittiğin zaman
Çoğalır kulaklarımda hasret türküleri
Dudaklarımda dizilir hazan şiirleri
Odamın ortasında peşrev kurar
Zeybek oynar uykusuz gecelerim
Buruk bir türkü tutturur şiirlerim
Sen gittiğin zaman…
Bilirim;
Bu ne senin suçun
Nede benim
Suç kurşunların...
Öldüremez sensizliğimi.!!!
Sen gittiğin zaman
Her yer Eylül
Yağmurlar ç/ağlar
Dökülür hüzün yaprakları
Anason kokusu sinmemiş kanepesinde odamın
Kaldırırım kadehlerimi şerefelerin ardı kesilmez
Bir daha
…Beş daha
Dolsun kadehler boşalsın meyler
Sensizliğime bir şiir daha.!!!
İbrahim ALTIKULAÇ
“Senin Uğruna”
5.0
100% (4)