2
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1510
Okunma

okuyorum ilk ayet tadında
ve söküyorum tek tek/tel tel saçlarından
içersinden ben geçmeyen seslerini ki
yüzün düş/üyor aynama/
mavi bir müziğin odamın duvarlarında bıraktığı neon ışıkları altında..
dokunurken sana/
sokulurken kimsesiz ve sensiz..
ciğerlerime çekiyorum yokluğunu/yoksulluğumu ki
yalnızlığımı kundaklıyorum/ölüm diyalektiğinden..
ve bil ki sevgili;
şiirlerin vaha/dudaklarım ıslak..
halüsinasyonlu düşler/düşüşler yaşıyorum terli..
biliyorum altdudağını ısırarak bakıyorsun şimdi/
hani şimdi karnı doymamış bir timsah misali b/akıyorsun kelimelere ki
emin misin?
kala kaldığın yerden/
dayanabiliyor mu göz bebeklerinin içi/
yalınlığım ve yalnızlığım mutasyona uğramış gibi
gittikçe vahşileşiyor kelimelerim..
bil ki sevgili sesim soluğuna karıştı/
ıslanman için dilimi sokuyorum ruhuna/
sur senin dudaklarında bil/iyorum..
(suratımda aptal bir gülümseme ile sana bakıyorum/geçmişten geleceğe ve kendine yaptığın her şeye)
öfke/kızgınlık/şüphe/gerginlik _ yok artık..
şimdi..
tek tek kulaklarımdan sökülmüş sesler gibi
ve çırıl çıplak
ve sağanak
ve gök gürültüsü
kızgınken küsmüş çocuklar gibi
bana yazılmayan harflerin öksüzlüğünde
bir ayrılığı kutsayan deniz gibi
b/akıyorım
omuzlarına/çehrene ve dilindeki kıvrıma..
ki
kızıl ve bir deniz masalı…
işte bu yüzden söndürüyorum yüreğimdeki mumu
ve ihtişamını..
(…)