25
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
2425
Okunma

Güneşin kızıllığında
açıyor militan çiçekleri
dilenci düşlerim süslüyor çölleri
ellerimin vahasında .
"Yusuf’un" gömleği
ölülerin suskunluğu
hüzzam oluyor
çürüyor sevda giysileri
aşamadığım uçurumlar
azarlıyor kaderimi.
Derin bir ses var gözlerimde
bin yıllık titrek yalnızlığımın
yatılısı coğrafyasız bakışlar
sürünüyor karanlık tÜnellerde
avuçlarımda yanıyor.
Aşamadığım uçurumlar
kaplamış yüreğimi buzullar
geç soğuyor feryatlar
gecenin esneyen ağzında
boynumu büküyor sözler.
Karanlıklar derin
dönemiyorum güneşe
yoruyor nargile horultusu geceyi
yaslanıyor güvercinin göğsüne
fesleğen hüzünlü
günlerin kadavraları.
Eziliyorken zamanın tekerleğinde
tüm çalınmış çiçekler
bohçaladım şiirlerimi
ayırdım ruhumu bedenden
daha yürümeyi öğrenmeden
kalktım sana geldim.
Uyuyordun masal dünyasında
kanatlandı nefesim
yitik türkülerin ağıtlarında...
Ferda Özsoy
5.0
100% (28)