Beş yılı hiçe saymak böyle kolay mı sence?
Bence henüz gitmeden bir bismillah de önce.

Ne oldu birdenbire imanın mı çatladı?
Aşkım ağır mı geldi, sol yanın mı patladı?

Artık koca başkenti yakmaya ne gerek var?
Kazık yerini buldu, tokmağa ne gerek var?

Sen olmadan da sefa süreyim ben o zaman
Cehennemin dibine gireyim ben o zaman.

Hatalarımı merkez, aşkımı şube yaptın,
Bir ihanet uğruna habbeyi kubbe yaptın.

Sende aşkın süresi; bir hata da kes bitir,
Bende aşkın vadesi dokuz yorgan eskitir.

Senin aşk anlayışın hep çamura yatmak mı?
Beni ucuz, kendini pahalıya satmak mı?

Zaten benim yüreğim dul aşklar mezarlığı,
Senin bana yaptığın Yahudi pazarlığı.

Hani bir gün geciksem yollarıma bakardın,
Kaşıkla aş vermiştin, sapıyla göz çıkardın.

Bırak camim yıkılsın mihrabı bende kalsın,
Hasretini bana ver, mutluluk sende kalsın.

Bırak kana doğransın dokunma ekmeğime,
Kurumuş simit varken üzümlü kek neyime?

Sanma senin üstüne başka yar bulurum ben,
Bu aşkın abdestinde çok namaz kılarım ben.

Derdim zaten sekizdi, dokuzdu, doksan ettin,
Dağ gibi yüreğimi hak ile yeksan ettin.

Her şeyde kusur bulur kirpiğe kaş dersin sen,
Cehenneme atsalar odunum yaş dersin sen.

Kim katlanır ben gibi çalımına, pozuna,
Gönlünü yem edersin bir çöplük horozuna.

Kim koşacak ardından kim çekecek nazını?
Sen ki tavşan yüreklim topal ettin tazını.

Yakındır hasretliğim binecek gözlerine,
Karadan kara sular inecek gözlerine.

Sen ki en ağır yükü elle götürür gibi,
Al götür yüreğimi kelle götürür gibi.

Güle güle sevgilim, sevgiler kucak kucak,
Adını haykıracak yedi iklim dört bucak.

Hadi düşmezsin korkma, bin mutluluk atına,
Sat beni haraç mezat en ölü fiyatına.

Bugün alev aşkına son kez yanma tarihim,
Aşkını şiirlerde son kullanma tarihim.

Seni bir gün kırdıysam dilim kopsun lal olsun,
Gözüme baka baka... Gittin ya helal olsun!

BAYRAM MECİT