Damla ile derya dolmaz
Bir tek mumla abdar olmaz
Abhız ile avunan göz
Kurumazmış, ‘AKTAŞ’ sözü.


Ak düşünce siyah saça
Hâya diye olur peçe
Sultan ota/ğına keçe
Kurulmazmış, ‘AKTAŞ’ sözü.


Bilmez nazı her bir dilber
Her güzelden olmaz kamber
Sarılmadan bozar ezber
Sevilmezmiş, ‘AKTAŞ’ sözü.


Resm olunca sevda içe
Seyyah eder zorlar göçe
Derdi gamı sayar hiçe
Durulmazmış, ‘AKTAŞ’ sözü.


Yüzler kabe, eller ekber
Düzgün mihrap, yıkık minber
Mabed olsa misli makber
Duyulmazmış, ‘AKTAŞ’ sözü.


El atılmaz çürük dala
Güven olmaz soysuz kula
Haktan gayri giden yola
Koyulmazmış, ‘AKTAŞ’ sözü.


Bazen doğru bazen sanı
Küçük görme hiç bir canı
Kibre dair hesap anı
Bilinmezmiş, ‘AKTAŞ’ sözü.


Yanar Şükrü, yanar yâre
Vuslat için arar çare
Gül yüzlüye ten biçare
kalamazmış, ‘AKTAŞ’ sözü.


Şükrü AKTAŞ