5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1326
Okunma

Elbiseler dökülüp
Gözüm bakmaktan aciz
Kaldığı vakit,
Ruhuma ısmarlanmış
İkinci koridorda
Rüzgarına kapıldığım
Kabusa düştüm.
Hayatımın neşesine
İsabet eden
Üç ayrı çocuğun gölgesi vurdu
Ağlayan gözlerimi.
Bu narin yaradılışlı
Küçük bedenlerin,
Yaban arıları gibi
Muamele görmesi,
İçimdeki ıstırabı
Dudaklarıma dökerken çaresiz.
Sıcak heyecanlarımızın
Sahibi olmuş bu sevginin
Hükümdarları sayesinde,
Vasıflan madı mı insanlığımızın
Bozulmuş ayarı.
Ben kimseye nağme yapmıyorum;
Zengin hayatın anlayışına
Yenilmiş çocukların
Çektiği acılara vuruluyor vicdanım.
Düşünün;
Bir küçük çocuk
Ayağı zincirle bağlı,
Topuklarına sarkmış
Pantolunun paçasıyla oynuyor,
Gönül bahçemizde acıyla sekerek.
Başında ki bereye yapışmış
Terli saçlarından
Temiz zevklerini döküyor
Sığınacak hiç kimsesi olmadan.
Canı ben öksüzüm diye
Feryat eden diğer çocuk,
Zavallı gözlerinden
Acıyı paylaşıyor Açlığına yalvarırken,
Bir lokma ekmek için.
Bayram edin beyler
Ey! soylular;
Günahın namuslusunu
İşlerken Anneler.
Başka bir çocuk
Ellerini havaya kaldırmış
Çılgınca oynayıp dans ederken,
O nu tarif etmeye gerek var mı?
Lakin kudretten gamzeleri şişmiş
Miras yediye benzemiyor mu
Açlığı yok saymış kanlı sureti,
Aslında bakarsanız ben
Ona da acıyorum ya,
Merhametten nasipsiz kalacağı için.
Üç ayrı çocuk ve ben,
Sürüklenip gidiyoruz bu koca denizde
Adına yaşamak deniyorsa.
5.0
100% (4)