3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1474
Okunma
gecenin sessizliğini bozan
nereden geldiği belirsiz
ve belli ki kimsesiz,
sesler eşliğinde
kendimi arıyordum
nerede,
ne zaman,
kime
ve ne diye bıraktığımı bilmiyordum,
benliğimi!
eski zamanlardan kalma bir aşkı
yaşamaktı belki amacım.
hani,
senfonilerin, melodilerin
haykırdığı aşkı
çarmıha gerilmiş İsa’nın
içini yakan
ilahi aşktı belki aradığım
tutarsız
ve bir o kadar da
dağınıktı düşüncelerim
aradığım şey miydi acaba
bulmaya çalıştığım?
bulduğum şey
aradığım şey mi olacaktı,
yoksa yanlış bir şeyimi arıyordum?
birinci dereceden zayi
ve bir gazetenin ilan sayfasının
alt köşesinde verilen bir ilan mıydı
kaybolan benliğim?
karışıktı duygularım
ve epeyce bulanmıştı
düşüncelerim
kabataslak çizilmiş bir projenin
düzeltilmeye duyduğu ihtiyaçtan
daha çok ihtiyacım vardı ona.
o neydi ama?
neyi arıyordum ben
ve neden bulamıyordum halen?
Adana’nın;
sessiz ve kimsesiz,
biçareliğinde çürüyen
arka bir mahallesinde,
Şakirpaşa denilen yerdeydim
ne ilginçti
bulmaya çalıştığımı
burada aramaktaydım.
kimsesizdim!
belki de,
bundan seçmiştim
kimsesizliği benimsemiş
bu arka mahalleyi
bundan seçmiştim,
ortak noktamızdı belki de,
unutulmak... unutulmak...
unutulmak...
Mehmet Yücedağ