5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1471
Okunma

Belanın teknesine binmiş
Kapı gıcırtısı büyücülerin
Avucunda sallanan
Düş yoksulları,
Geleceği arı kovanından
Çıkarmaya çalışan,
Tahta bıçaktan
Ne farkınız var.
Askılıklara asılmış duran
Ceketlere benzemiyor mu
Bilardo topu gibi
Savrulan ruhlarımız.
İki kadeh parlatırken
Yalancı yüzümüzün
Maskesi düşmüyor mu
Pişmanlık duyduğumuz an.
Korkuyu ayırıp
Günaha yeniden
Müşteri olmuyor mu ?
Dikleşen nefsimiz.
Sıfıra çekilmiş kader’e
Bir eklemenin telaşıyla
Kıvranmıyor mu ?
Düşme umutlarımız.
Kör talihin küllediği ağızlardan
Ağıt dökülmüyor mu ? gecelere,
Bizler;
Balkon sefalarının
Zayıf ve kudretsiz hükümdarları
Olmaya devam ettikçe,
Güzel ümitlere yürümek
Büyücülerin kehanetine
Sığınmayacak mı ?
Taklitçi zihniyetimiz,
Katı zamanı yumuşatabilir mi ?
Gündelik değişimlerle.
Bırakın artık;
Burnunuzu kabartıp da
Ölümle eğlenmeyi,
Yaza uzanmak isteyen
Bahar gibi şen olmak varken,
Neden hala göz kapaklarımızdan
Parçalanmış hayatlar düşsün.
Unutmayın ;
Mağlup olmuş insanın
Acı gülüşü, sıtmaya benzer
AĞLAYAN NİSAN.
5.0
100% (4)