10
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1372
Okunma
Ne gemiler geçti içindeki limanı ey kaf
ben ki onları çoktan yakmıştım
seyir defterim su
Belki sufî
Önce sen geldin yüklerini indiren
Ben uzaktım
Çok uzak
Çok
Öylece baktım
Bilirdim ıslıktır sözcükleri çarçabuk ışık hızında geçen
geçilen her fenerin etrafında vardı mutlak bir beyazlık
Gel dedin bin rayihalı ıslıkla
Git demedin
Dedirttin
Karıştık
Gel ey mavi ıslık gel ve unut geldiğini
Geldim.
Bilirsin her beyazın biraz maviye çaldığını
Ve bilirsin martıların maviliklere ne kadar yakıştığını
Yani cancağızım
bizim mavi bildiklerimize
Bizim
Bizim kadar kırsal olanın
Evet maviydik
Bilmeden bir beyaza bir mavi karılmıştık
Bu açıklıktır ellerimizin yoğrulduğu
evet bunu biz yaptık
Hepimiz birlikte yaptık
Sen bildin işte. Bil ve gülümse
Ben geçerim hızla asla göremezsin Sen kazandın
-buna gülümsenemez-
Ellerimizi sürelim gökyüzüne üflensin gök’yüzümüz
Ak olsun
Yüzü’müzü aştık
Artık çık
Ümit burnundayız şimdilik
Bak, bu açıklıkta yaşamak ve kıyıya varmak şaka değildir artık
Biliyorum bilirsin
Bildiğim senin de bildiğindir
Yaniciğim, yeni değildir ve bunu aslında biz yapmadık
Şeklini almış çeliğe yeniden su vermek hüner değildir artık
Gel ey ömrümün beklenen canı
Sen ki kan diye başlarsın bir ilkbaharı anlatmaya
gönlümüz hâlâ yaralı ve hâlâ pek de bilmediğin garip bir hazandır
Benim derdim senin derdine paydır cananım paydır
Pay dediğim Van Erciş’te ufacık bir akardır
saatim gün geçer her günüm aydır
Aynı köke su vermişiz ziya’ndır
gövdemiz kuru’yalı
vakit her zamankinden dardır
Gel ey ömrümün ışıyan yanı darbe günlüğü değilse hükmümüz
Gel
Değil dersen birebir ikimizin aktığı
Mu’sondu
Bu son İstanbul masalı aşkına aşikârdı
Şimdi dökülme ardımdan sakın
sakın ha!
Dol’dun taş’tım ne fayda usul usul yağmalısın ki
toprağımız aşınmasın
Söylenmeyenlerine şimdilik su’s’istersen
senin vaktin daha vardır
O vakit her neyse neredeyse belki de bambaşka bir bahardır
Bir halk ezgisinden
T. uYar
ondördokuzikibindokuz*
5.0
100% (11)