25
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
2803
Okunma

fırtınaya rağmen
bulutlar daima doğuya gider
.....
gün sol bacağını kırar omzunda
sarmal bir düşüncenin uç kuyruğundan
sarkarsın baş aşağı boşluğa...
aklından alnına açılan kapıdan üç tilki düşer
verandası çökmüş avluya...
korkunun çığlığı yükselir, kaçışırken hayaller
merdivensiz kapıdan gülümserken ay
kaybolmuş bir çocuğu sorar saatler
bir yanı kış bir yanı yaz, günleri kovalar aylar
ellerin annenin avuçlarında...
gözünün önünden metropoller geçer
arsız insanlar koşturur sağ bacağının gölgesinden
unutur seni zaman
uyurken bedenin saman alevinde
anahtar deliğinden kayan bir ıslık gibi
burnunun direğini kırar terk edilmişliğin sızısı
üstü başı pırtık birini ağırlar çöp konteynerleri
açlık, kimsesizlik kokar dudağın
kirli sakallarında çoğalırken serçe kırıntıları...
ağlamak masumca bir itiraftır
dilinin anlatamadığını dikte eder gören gözlere
sen ne zaman aynı şarkıyı söylesen
bilirsin gök susar yer aldırmaz
düşün geçmişinin geleceğini nasıl ablukaya aldığını
yanında olmayan adımları, isimleri...
yalnızsın daima
miden bulanırken etrafını saran gölgelerden
gölgesi kalabalığından öte gitmeyen, ruhsuz eller uzanır
acına tuz basmaya...
oysa,
her şeyin bittiğini sandığın an’da hayat yeniden kuş kondurur dudağına...
şimdi toprağın altından gökyüzüne uzat ellerini
deniz kabuğu kokan kumsalları yosun tadında suları
zirvelerinde kar tutan dağları hatırla...
eğik başlarıyla toprağa gülen gelincikleri
ve Tanrı’yı...
ayşe uçar
24/08/2012