14
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1682
Okunma

3
bir damla düşüyor,kara buluttan ağır
armutun yaprağından toprağa
susuzluğu çatlayan toprak
bir define bulmuşca
dikiyorum gözlerimi inecek damlalara
yağmur çok yağmalı
bolluk olmalı dünya deyip duruyorum
kim çıkarsa karşıma
kapı önlerini sulamış kasabamın kadınları
tığ, şiş, patiska ellerinde
gülücük işliyorlar
anlamından uzak her tür özgürlüğün
burunlarında duvardaki tezeklerin kokuları
sivrisineklerin ısırdığı yerleri kaşıyorlar
tekdüze yaz günleri
ırgat gitmeler, ne pişireceğiz telâşı
güneşten daha kırmızı yüzleri
ellerinden daha ışıklı
batırıyorlar tığlarını beyaz dantellere
bu yıl gine yazıldın mı okuma kurslarına
- amaan, kim gidecek işten , güçten
deyip duruyorlar
güneş gitgide yükseliyor yaşmaklarından
sülük yapıştırıyorlar ağrılı bacaklarına
bahçe duvarında beyaz fatmacık çiçekleri
kalemimde hüzün oyalanıyor
yazıyorum
4
oturup durmanın hüznü sarıyor
bahçedeki sarmaşıklar gibi düşüncemi
yıkılıp yeniden yapılması gerek
çok şeyler var
bir kaç yıl sonra meyve verecek bir fidan dikmek
iki taşın arasında
köprü kurmak boğulan karıncalara
eskiyor yeni yapraklar
dün açan çiçekler/ insanlar
ağaç kabuğundan tez eskiyorlar
gün doğuyor yeni
her gün başka birileri doğuyor
yepyeni dünya için
bir giysi dikiyorlar
ölüme, ayrılığa
işkenceye, savaşa nokta koymaya
nokta
dört duvar arasında oturup durmama
ağırlaşıyor kara bulut
damlayacak birazdan sarı çiçeğime
eritecek taşı toprağı
ölü yapraklar açacak gözlerini
5
gözünü açmaya korkak ışık
sözde yaşam yanlısı
kırılmanmış ceviz kıvrımları içinde
küçük taşla kırılır şimdi, ince kabuğu
eziklik neymiş görür
sağa ve sola kaymayan
bilgi zeytininden yapılmış sabun
erir güneşin altında
anlar gerçek ölümü
zincirlerle bağlı ellerini
kanatarak kesecek dev
ne ki benim gölgem
kendi ayaklarımın altından
kalkmayı denesin ilkin
belki tümdür belki değil
bulutlar daha ağır
göz altlarına çöken halkalardan
sesler duygusuz, sağır
taş merdiven
yıkandığını, tozlandığını anlamayan
sesler bizi söylemiyor
boğulmayız bir kaşık suda
su biziz
ırmak
deniz
ağaç içimli göl
bir değirmen
bir ark
dere, saz elli
kimse bizden geçemez
benden çıkar bize girer gölgem
oluşturur gölgelerimiz
halkımıza ulaşan su yollarını
deyip duruyorum
2. 8. 1986 / Nazik Gülünay