15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1195
Okunma

bilse ne çok sigara içiyorum
ve ne çok palavra sıkıyor dışıma içim
gidişini savunuyor
avunuyor sanıyor da yaşayıp gidiyorum
içkiyi de abarttım/ neredeyse her akşam
hem sahildeki martıları
sonunda bütün kumruları ayarttım
sabahları onun penceresinde güvercin
benimkinde yalnız bi kumru/ ah...
şu göğsümün tam ortasında
koca bir yumru. işte öyle...
yuvarlanıp gidiyorum
sormuyorum/ sorgulamıyorum gayrı
nasıl. hangi sebeple. niçin?
birkaç derse başladım
kimisine devam. kimisini ekiyorum
kalbimde ekim’den kalma ezik bir sızı
yaralı ayaklarım biçim biçim
Aralığa doğru gidiyorum
o şarkıları dinlemiyor
şimdi bu şarkıları söylüyorum
artık özümle değil
gözümle gördüğüme kanıyorum
evet. kabul. hâlâ çok yanıyorum
yana döne. yaşayana değil dostlar
ölmüşüme gidiyorum
kemikleri küf olduysa da
bilirim gözleri üzümdür anamın
yârin gönlündeki ahval
artık yüzü tutmayan bir hüzündür
yâre değil. babam da yok. çekilin bi yol
ben anama gidiyorum
hem sarılık geçirmiş bi benizle
bakıyor bana kentimdeki caddeler
sokaklar. vitrinler. şık elbiseler.
kafeler. sinemalar. renkli afişler
insanların sözlerinde gizli birer serzeniş
bilmem ne şekildir ki
gözlerime çöreklenmiş o mânâ
mevsim sanki suratıma suratıma
"haydi oradan. kış kış!"
ey sevgili kış! diyorum. peki.
senden de çekip gidiyorum.
JD