10
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1312
Okunma
2005 yılın Haziran kasırgasında yittirdiğim sevgiliye mektuptur...
İki iklimi yaşıyorum
Rüyalarımdaki senle baharı
Yokluğunla kışı…
Ve gittikçe büyüyor
İçimdeki yalnızlık…
Unutmayı beceremedim hala
Seni her gün özlemekten
Ve şimdi her günüm
Kuzguni bir karanlık!
Hatırlar mısın?
Kır kafeye giderken
Ardımızda trenler uzardı
Kıvrıla kıvrıla gelip bizi geçerdi…
Ve biz
Koş koşa kır kahvesinin
Bahçesine dalardık!
Sonra gölgelikli
Söğüt ağacının altında oturur
Kaçak çay ve böreklerimizi yerdik
Sen kıymalısını ben peynirlisini severdim…
Sonra dudaklarının arasından düşen
Gülüşlerini usanmadan toplardım
Sen bazen kızardın;
Sevgimizi nazardan koruyup, saklardın.
Ancak Aydede aydınlığını
Göğe vurunca geç kaldığımızı anlar
Pürtelaşla, geldiğimiz çakıllı tren yolundan
Eve dönerdik…
sonra
İkimiz iki ayrı evde ölümlü olurduk!
Bu mutluluk tablosundan bir pozduk
Ayrılmadan önce son çektiğimiz
İki kişilik siyah-beyaz bir fotoğrafta!
Unutmadan söylemeliyim
Anımsıyor musun?
Bir gazetenin reklam panosunda
Bana yazdığın şarkıyı?
Hala bende duruyor…
Zeki Müren’in şarkı sözleriydi
“Aldığım Her Nefesin Birisi Senin”
Diye yazdığın...
Unutmayı beceremedim hala
Seni her gün özlemekten...
Ve unutmak, senin için kolaysa benim için zor olandır...
HRZ’CE
5.0
100% (7)