17
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1562
Okunma
Yaşanmışlığı olmayan , hatta ve hatta hiç görmediğim Pier Loti kahvesi... Benimkisi öylesine bir hayaldi işte.
Affet beni İstanbul
Meğer ne kadar da yersizmiş öfkelerim...
Hatırlar mısın bilmem
Hani bir öğlen vaktiydi
Onca kalabalığın arasında
Tam da güneşin, alnımıza mıhlandığı sırada
Utangaç hallerimiz ve biz
Sükutun dibine vurmuşuz
Sözüm ona,
Kazara dokunurken ellerimiz
Pier Loti Kahvesine çıkan sokağa
Farkında olmadan usulca girmişiz
Ya ikimiz…
Öyle titrek ve öyle masum
Gözü açılmamış bebek kadar temiz.
Arka saflardan seçtiğimiz gölge bir masada
Haliç’e eşlik ederdi gözlerimiz…
Bir de çayın yanında
Kapının girişinden aldığımız sıcacık simitlerimiz.
Aslında..
Biliyorum, büyütülecek bir olay da değildi
Altı üstü boğazıma durmuştu çıtır gevreğim,
Ne kadar da vurduysan ardıma güm güm
Olacak şey değildi
Çantamdaki suyum da bitmişti o gün
Konuşamıyordum ki isteyeyim
Kelime-i şahadet bile getiremezken dilim
Dedim ki... yolun sonuna geldin bebeğim
Kaçışı yok işte, şimdi öldün.
Ah İstanbul ah!
Hiç hesapta yokken bende
Sen nasıl bir zulümdün.
7 Temmuz 2012/ NÜS