36
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
3179
Okunma

şimdi uluorta seğirtiyor dünler
seyreltip gözlerimi asıyorum ufka
pişmanlık bilerken bir yanım
ellerini ilk sıcaklığı gibi tutuyorum hâlâ
kalın dudaklı bir kadındı
her zaman genzi yakan rakı tavında!
onu anlatan her şarkı yarımdı
tüm şiirler bir sonrakine kadavra
söyle/yemez lakırdılarla dönerdim
sönmemiş volkan gibi lavı ağzında
çok sonra öğrendim nutkun dilde olmadığını
hep gerdanında kalırdı bir yanım
ya da atkısının püsküllerine mandallı
volta terası gibi zamiri boş bakışlarla dolu anlarda
nerde ne zaman sönmüş kandil
ne zamandır
müptelâlık geçici bir heves değildir!
gemici düğümü gibi sarılırdı kokusu
uçkun bir şarkının en cıvıltılı yeri gibi
doldurdukça yüreğe dur duraksız çarpan
ne çabuk yandı kömür
ne çabuk geçti ömür
bilsen ne çok anlatamadığım şey vardı vaktiyle
ben sevmek derdim, filmin adına
sevdim, katıksız
sen hep takiyye
ben hep pazar gibiydim
sen pazartesi gibi vefasız!
hep bir adım var sanmışımdır
talih ve tarih arasında
hiç başka kuş tanımayan sapanımdan olmalı
sen oldum olası avam bol yağlı cümleleri yeğlerken
ben kısa cümlelerle uzun metraj ayak oyunları severdim
-uzansan elbet değersin!-
benden uzun olman hiç önemli değildi
ya da herkesi köşe kapmaca oynatman
sihirli kelimeleri seviyordu kadınlar
ve en vurucu silahtı şiir
ve bir gün tutacaktım mutlaka
o siyah saçlarının ellerinden bir pazartesi vakti!
ama vaktim olmadı harflerle harp etmekten büyümeye
sevmek tek dilekli bir alışkanlıktı artık
her cümle seni bana getirecek bir kementti
her şiir de pazartesi!
sonra
çakkın bir güdü kaldı ellerimde
endemik çiçekler gibi sade bildiği yerde yeşeren
manevi hazlara çanak tutan o akıncı merkebi
günlerden bir pazartesiydi
gitti!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (42)