12
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1202
Okunma

İçindeki aynayı som ışığa tutuver
Güneş sabah doğarken sen gece ol, batıver
Cebinde şeffaf maya yıldızlara katıver
Bin yıl geçse üstünden parlaklığı yiter mi
Altın çamura düşse değer uçup gider mi
Doğru yerde durursan elbet yaşarsın salah
Aslından kopan ruhlar bulamaz asla felah
Aynadan yansıyordu tan atarken güneşim
Toz toprağa belenmiş, kararmış mat aynadan
Kırılan ışınlarla akıp gelirken düşüm
Gerçek gibi yansıma geçer kat kat aynadan
Yollar ayaklanmıştı, yürüyordu hışımla
Ayaklarım geriden takipteydi yolları
Akşama vurmuş gölgem gözde kanlı yaşımla
Bilinçsizce kaçarken gördüm dipte kulları
Yıldızlar birden sönüp boşluğa dökülerek
Birer birer değil de topluca ölüyordu
Bu kıyamet gibiydi; göklerden sökülerek
Yıldırımlar düşüyor dağları bölüyordu
Bu, benim ılgın esen havada yanılgımsa
Bütün duyularımı tümden kuşatan neydi
Bu, arzın ötesinden ters aldığım algımsa
Öyleyse bu zamanı bana yaşatan neydi
Ruhu dışa yansıtan aynalar içbükeyse
Göze ulaşan obje hem gerçek, hem yalandır
Yollar hepten eğimli, iç dünyam dışbükeyse
Böyle eğik gösteren zamanda heyelandır
Gözlerimi yanıltan eşyanın durumudur
İnsan öte âlemin bir dışavurumudur
Görünenler hayatın muhtasar yorumudur
İzafi olanlardan hakikati ayırıp
Saf gerçeğe geçersin karanlıktan sıyırıp
“Doldur İzni“ çıkınca; durma, doldur testini
Yola çıkmadan evvel tazele abdestini
Güneri Yıldız (Elazığ, 17.06.2012)
5.0
100% (17)