Yol bulup da sızar ya taşların içinden su Öylesine kanıyor kalbim kırılan yerden Nasıl bir sevdâdır ki ’hayata kurmuş pusu’ Vazgeçmeyi denemek vazgeçmek demek serden
Girmek için bir gönle bir ömrü edip heder Sonra ıramak ondan intihâr temâyülü Bilse de insanoğlu aşkın mayası keder Yine de onsuz dünya kıyâmet tahayyülü
Yaşamak mümkün değil düşmeden tuzaklara Bilirim kopmaz zaman ne gündüz ne geceden Alıp gitse kendini benden çok uzaklara Ve sonra geri dönse yıllar yıllar önceden
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Nasıl bir sevdâdır ki ’hayata kurmuş pusu’ Vazgeçmeyi denemek vazgeçmek demek serden"
Ve ancak serden geçince mümkün olacak vazgeçmek... demiş şair. Hem hayata tuzak kurmuş olsun hem de vazgeçilmeyen... İşte bu yüreğin darağacında sallanmasıdır...
"Yol bulup da sızar ya taşların içinden su Öylesine kanıyor kalbim kırılan yerden Nasıl bir sevdâdır ki ’hayata kurmuş pusu’ Vazgeçmeyi denemek vazgeçmek demek serden"
yaşam, imkansıza hibe edilen umutların rakımsız çilelere dağ doğurma makamıdır! öylesine diye başlar asıl sızılar... öylesine diye inler ney sesinin gölgesine sinen semazen zikri... ve öylesine bir sitemin saç diplerinde başlar yüreğin sancısı! vazgeçişin pıhtılaşmış mecburiyetine duvak olur şiir... sorgular gecenin peçesinden şavkını sürer sözyleyemediklerimizin tılsımlı alfabesine... öylesine susar çığlığın utangaç hıçkırığı! ö y l e s i n e ...
"Girmek için bir gönle bir ömrü edip heder Sonra ıramak ondan intihâr temâyülü Bilse de insanoğlu aşkın mayası keder Yine de onsuz dünya kıyâmet tahayyülü"
duygu dağı ılgıt ılgıt susar! ömrün çığlığını süpürür metruk us sokaklarının yüreğe mayalanan labirentleri! aslında çözüme gidişin bile bile lades tokatıdır hüznü inkârın bedeli! hüznüm, yaratanın büyüklüğüne sığınışımı aralayan huzur ayeti! hüznüm, ruhuma mendereslerini sürükleyen bereket kozası! âh kıyâmeti sessizliğin ikileminde filizlenenim, aşkın göğünde bir mezar şimdi cevapsız sorularım...
"Yaşamak mümkün değil düşmeden tuzaklara Bilirim kopmaz zaman ne gündüz ne geceden Alıp gitse kendini benden çok uzaklara Ve sonra geri dönse yıllar yıllar önceden"
yaşamak, baharı öptürürken sıratın kış keskinliğine koşturan bir garip memleket! zaman, dudaklarımı öp öldüğüm yerden... bir yaşamak ağrısı değer yüreğimin aşk dergâhına... tökezleyen yanımın çömez bakışına sığınsa da semavi gölgeler uzağın kemendine dolanır içimdeki "ve sonralar" ... ey yaşam, umuda gergefleniyor hüznümün kızıl nefesi bir başağın sarı yalnızlığına sal düşlerimin baki gülüşlerini... sahi! hangi karalama temize çeker içimdeki kıyametin içimi alıp giden kanadını...
Girmek için bir gönle bir ömrü edip heder Sonra ıramak ondan intihâr temâyülü Bilse de insanoğlu aşkın mayası keder Yine de onsuz dünya kıyâmet tahayyülü .... Bilerek lades
bizimkisi kelebek arsızlığı aslında öleceğimizi bile bile sarılmak aşka
Arap kurt .... affınıza sığınarak bir şiirimi paylaştım
Hayatın yolları çetin fani göremediği tuzaklarla boğuşarak düşe kalka yol alır haklısın ne gündüz geceden ne gece gündüzden kopabilir Rabbin izini olmadan kutluyorum gönül dizelerinizi
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.